HAYATI PAYLAŞMAK
Çalışanlarını organizasyonun hedefi konusunda yeteri kadar motive edemeyen yöneticiler oluşan çaresizlik karşısında hep şunu söylerler: “Sıkıntı nedir anlamıyorum. Maaşlarını gününde alıyorlar. Yemekleri de çıkıyor. Daha ne istiyorlar. Sık personel istifaları nedeniyle iş verimi kaybı yaşıyorum”
Bu bakış açısıyla, o fabrikada veya şirkette çalışanlar ile makineler arasında hiç fark yoktur. İnsanları, ancak onları anlarsanız yönetebilirsiniz. Çalışanlarının duygu, düşünce, sıkıntı, üzüntü veya sevincini bilmeyen veya paylaşmayan bir yönetim anlayışı, çalışanlarından kopuk demektir. Bu durumda zaman içinde çalışanlarında şirketinizden kopması sürpriz olmamalıdır.
Çalışanlar ile “Yaşamın paylaşıldığı” bir yönetim anlayışı oluşturmak, firma veya şirket kültürü oluşturmanın temelini teşkil edecektir. Organizasyon içindeki her birimin şefinin veya müdürünün kendi biriminin duygusal motivasyonundan sorumlu olduğu bir sistem oluşturulması aidiyet anlayışını geliştirecektir. Günlük yaşantının dışında doğum, ölüm, evlilik veya nişan gibi derin etkiler bırakan sosyal gelişmelerin en üst yetkiliye kadar rapor edilmesi ve bu seviyede kabul ve reaksiyon gösterilmesi, çalışanların genelinin firmaya sahiplenme duygularını artıracak ve bir aile ortamı yaratılmasına katkıda bulunacaktır.
Çalışanların birbirine doğrudan ismi ile hitap etmesi yerine “…. bey”, “…. hanım” şeklindeki basit bir yöntemin uygulanması, özellikle en alt seviyede çalışanların motivasyonunu arttıracak etkili bir tedbir olabilir. Çalışanına sahip çıkan bir yönetici; çalışanının da firmasına sahip çıkacağını bilmelidir. Karşılıklı saygı ve samimiyetin olduğu bir çalışma ortamı en verimli çalışma ortamı olacaktır. |