EFQM MÜKEMMELLİK MODELİNİN ÖNEMİ
Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) 1988 yılında Avrupa’nın önde gelen 14 şirketi (Bosch, Ciba-Geigy, Dassault, Electrolux, Fiat, Nestlé, Olivetti, Philips, Renault, Volkswagen gibi…) tarafından Avrupa’da “Sürdürülebilir Mükemmellik” vizyonu ile kurulmuş bir yapıdır. Kâr amacı gütmeyen vakfın şu an itibariyle 700 den fazla üyesi bulunmaktadır.
EFQM ortaya koyduğu “Mükemmellik modeli”, şirketlerin mükemmelliğe giden yolun neresinde olduklarını gösteren ve problem sahalarında uygun çözümleri teşvik eden bir araçtır. EFQM, Avrupa ve dışındaki binlerce kuruluştan gelen geri bildirimler ve en iyi uygulamalar doğrultusunda modelin sürekli gelişmesi ve güncellenmesi konusunda yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Bu kapsamda; Avrupa Kalite Örgütü (EOQ) tarafından 1991 yılından itibaren “Avrupa Kalite ödülü” verilmeye başlanmıştır. Ülkemizde de bu alanda Kalite Derneği (KALDER) çalışmalar yapmaktadır. KALDER, TÜSİAD’ında desteği ile, 1993 yılından itibaren EFQM Mükemmellik Modelini esas alarak, Ulusal Kalite Ödülünü vermektedir.
KALDER, 1998 yılında Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’na üye olmuş, müteakiben EFQM’in Ulusal İşbirliği Ortağı olmuştur.
KalDer ve EFQM, imzalanan Ulusal İşbirliği Ortağı (NPO) sözleşmesi doğrultusunda; misyon ve vizyonunu paylaşmak, Ulusal Kalite Ödülleri’nin tanıtımına ve yönetimine katkıda bulunmak, ulusal ve bölgesel aktivitelere odaklanmak konusunda prensip kararları almışlardır.
Mükemmellik anlayışının bir kurum kültürü olarak algılanması, tesisi ve sürdürülebilir mükemmelliğe erişim; giderek artan küresel rekabet, teknolojideki hızlı değişim, müşteri profili ve ihtiyaçlarının değiştiği yeni iş ortamında; istek ve ihtiyaçlara cevap verebilen esnek bir yapı ve kalıcı başarı için temel bir alt yapı teşkil etmeye başlamıştır. “Kalite” ve “Sürdürülebilir Mükemmellik” artık şirketlerin tartışmasız vizyonu olmuş iki kavramdır. |