21 Aralik 2024 Cumartesi
 
 
Site İçi Arama  
 
 Mail List  
Gelişme ve gücellemelerden haberdar olmak istiyorsanız Mail Listimize Katılın!..
Katıl Çıkart

AFFETMEK

Hüseyin BOZKURT
Affetmeyi; duygusal anlamda ise özgürleşmek, unutmak, erdem, büyüklük, zafer, vazgeçmek, asalet gibi güzel ve kin, intikam, korku gibi sevimsiz kelimelerle birlikte izah edebiliriz.

Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com

                       AFFETMEK

                       Affetmek kelimesi, ne zaman aklıma gelse, hemen; “ affetmek büyüklüktür” cümlesi gelir.  Affetmek kelimesini gerçekten birçok kelimeyle birlikte açıklamak gerek. Bir suçu veya suçluyu affetmeyi, en iyi bağışlamak anlamıyla, bize yapılmış bir olumsuz hareketi affetmeyi ise hoşgörü veya mazur görmeyle, bir görevden affetmeyi ise görev vermeme olarak açıklayabiliriz.

                       Affetmeyi; duygusal anlamda ise özgürleşmek, unutmak,  erdem,  büyüklük, zafer, vazgeçmek, asalet gibi güzel ve kin, intikam, korku gibi sevimsiz kelimelerle birlikte izah edebiliriz. Bu kelime, daha çok duygularımızı, çatışmalarımızı, duygusal ilişkilerimizi düzenlemekte yerini aldığından, günümüzde; psikoloji, NLP, kuantum ve kişisel gelişim konuları ile de ilgili olduğunu söyleyebiliriz.  Sonuçta affetmek; düşünsel ve duygusal bir karardır. Bu kararı vermek için, içinde bulunduğumuz durum ve olayı birçok açıdan değerlendiririz. Genellikle ikili ilişkilerimizde kendi düşüncelerimizin ve çıkarımızın gereği, hep haklı çıkma, dediğim dedik psikolojisi ile karşımızdaki insanın hatalarına karşı ondan öç alma, ona ders verme gibi duygular içine gireriz. Belki haklı olabiliriz. Ama bu kişi ve olayı hep kafamızda tutarsak; hem kendimiz yük taşımış oluruz, hem de karşıya ders verme adı altında o olayı büyütecek, çirkinleştirecek şeyler yapmaya kalkabiliriz. Kendisi ile barışık olmayan kişiler karşısındakini kolay affedemezler. Affetmek onlara göre değildir ve bu kişiler affetmenin huzurunu keşfedememiş zavallı kişilerdir. Bu yüzden KONFÜÇYUS; “Kendini affetmeyen bir insanın bütün kusurları affedilebilir” diyerek, kendini affedemeyenleri,  adeta düşünemeyen zavallı insanlar olarak tanımlamıştır.
                        Daha düne kadar çok iyi dost olan ve aralarından su sızmayan iki kişi, birbirlerinin kötü yönlerini düşünmeye ve anlatmaya başlayabilirler. Ne tuhaf değil mi? Aslında olay çok basittir, karşı tarafın ufak bir hatasından büyüyerek gelmiştir. Onu affetmek yerine, biz onu yok etmek için çabalamışızdır. Affetmek diye bir kavram aklımızdan geçmemiştir bile… Affetmek bir anlamda bir şeyden ve bir kişiden vazgeçmeyi de anlatır. Bir aşktan, bir sevgiliden, bir alacaktan, bir özür beklemekten, bir gururdan, bir yanlıştan vazgeçmektir. Vazgeçince bağ kopuyor ve siz affederek özgürleşiyorsunuz. Eğer insan bir şeyi veya kişiyi kendi haline bırakmış sahiplenmiyorsa ve bir şeyleri değiştirme konusunda isteksizse, artık üzerinde etkili olamadığı şeyden uzaklaşır. Yani ondan vazgeçmek zorunda kalmıştır. Affetmek, bir anlamıyla kabullenmek, kendi haline bırakmak olduğuna göre, vazgeçtiğiniz şeyi aynı zamanda affetmiş sayılırsınız. Kısacası affetmek, vazgeçmektir.
                       O kişi ve olayı affedersek, kendimiz yük taşımaktan kurtulduğumuz gibi, karşıya nasıl zarar verebilirim düşüncesinden vazgeçerek o işe harcayacağımız enerjiyi daha faydalı işlerde harcayabiliriz. Ayrıca tutacağımız kinden dolayı yapacağımız yanlış şeylerden iki taraf da zarar görebilir. Halbuki; bir defa affederek büyüklüğümüzü ilan edebiliriz. GOETHE affetme ile ilgili bir sözünde “Hiç kimse affettiği zaman olduğu kadar yükselemez” diyerek affetmeyi yücelik olarak ifade etmiştir.

                      Öte yandan, ruhumuzu sıkıntıya sokmaktan, baskı altına almaktan kurtarır ve onu özgürleştirebiliriz. İş bununla da kalmaz affederek karşıyı artık seni düşünmüyorum der gibi artık değer vermediğimizi hissettirebiliriz. Bir nevi gizli intikam almış oluruz.  Friedrich Von SCHİLLER diyorki; Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.” Gerçekten de düşünceli ve saygılı insanlar bazı şeyleri akıllarında çok tutar ve çok değerlendirirler. Bu da onları yorar. Bazen karşı taraf bunu bilir ve iyi insanların bu iyi niyetlerini kötüye kullanırlar. Bu durumlarda onlardan kurtulmak ve onlara ders vermek için onları affetmek gerekir. Bu yolla  kötü niyetli kişilerden adeta intikam almış oluruz.

                          Bazı insanlar, hayatı boyunca hep kendi düşüncelerinin doğru olduğuna inanırlar. Hep dediğim dedik, haklı çıkma çabası içindedirler. Olaylara, tek taraflı ve menfaat cephesinden bakarlar. Bu tip kişiler yüzünden kızmış olabilir, zarar görmüş olabiliriz. Onlara ders vermek de gerekebilir. Karşı bunu anlamak istemiyorsa ve ondan özür dilemesini, zararımızı gidermesini ya da duygularımızı okşamasını beklemeyelim. Beklersek, o kişi ve olayı günler, aylar ve yıllarca bekler ve sıkıntı yaparak, kafamızda taşırsak, ona iyilik, kendimize kötülük etmiş oluruz.  Affedelim gitsin. O olaya harcayacağımız enerji ve zamanı başka bir şey veya kişiye harcarsak daha kazançlı çıkarız. Zihin yorgunluğumuz da çabası. Böyle durumlarda olayı silip atmak en iyisi. Olayı basitleştirirsek bize acı vermez.  Affedilmeyecek olay yoktur, yeter ki; aklınızda o kişi ve olayı küçültmeyi bilesiniz.  Gerisi kendiliğinden gelir.

                         Öte yandan, aptal insanları devamlı affetmemek gerek. Onları asalak gibi devamlı isteyen kişi haline dönüştürebiliriz. PUBLİLİUS CYRUS “Aptalı sık sık affetmek onu arsız yapar” diyerek aptal insanları affederken dikkatli olunmasını istemiştir.
                           Bir olayı atıp tutup, kin gütme aşamasına gelmiş iseniz, karşıdaki kişiye değer veriyorsunuz demektir. O kişi kendini hep değerli hissedecektir. Atın kafanızdan gitsin, bir anda o kişinin artık değer vermediğiniz sıradan bir kişi olduğunu anlayacaksınız. Hatta karşıdaki kişiden güçlüyseniz ve öç alma kudretiniz var ise ve onu buna rağmen affederseniz, büyüklük etmiş olursunuz. O kişi kendiliğinden küçülür. Zira onu düşünmediğinizde o kendini değersiz hissedecektir. Özellikle duygusal ilişkilerde bu çok önemlidir. Birine onu sevdiğinizi hissettirdikçe kendini değerli hisseder. Ama ona değer vermediğinizi bilirse gardı düşecektir. Onun için böyle durumlarda affetme formülünü kullanabilirisiniz.
                             Affetmek; kendisi ile barışık, yaşamın ve hayatın farkında, çalışkan, kendine yeten, sosyal ve duygularını mantığı ile kontrol edebilen insanların sık kullandığı bir yöntemdir. Bu yöntemi tüm topluma yaymalıyız.  Yaymalıyız ki;  çatışmayan, kendisi ile barışık, lüzumsuz işler peşinde koşmayan nesiller yetiştirelim.

                             Affetmek; insana  iç huzur da verir, erdemli kılar. Bir nevi unutarak özgürleşmektir. Uygulanması çok zordur fakat çok zevkli bir şeydir. Bazı olumsuz görüşlere göre; affetmek, gurursuzluk olarak nitelense bile sonuçta bağışlamak büyük bir harekettir. Aynı zamanda istenmeyen kişi ve olaydan tez zamanda uzaklaşmayı olanaklı kılar. Duygusal ilişkilerde affedince; acıyı hissetmeme, duygusal unutma, kırgınlık ve nefret duyguları kaybolur. Bazen de, dilenen bir özür karşısında iyi niyet gösterimidir. Başka bir değerlendirme ile de olup biteni bırakarak, hayatını kaldığı yerden yaşamak, gelecekteki dostluklara kapı aralamaktır.

                      Aslında affetmekle olayın hiçbir yönünü unutmayız. Sadece kişi geniş düşünerek olayı kabul eder, yargılamaktan vazgeçer ve rahatlar. Dolaysıyla olay da gündemden düşer. Bu yönü ile affetmek ufku geniş insanlara ait bir yargıdır.

                      Öte yandan yakınlarımızı ve çok yakınlaştığımız kişileri zor affederiz. Zira az tanıdığımız bir kişiyi daha kolay affedebiliriz. Çok sevdiğimiz kişileri affedemediğimizde ne yazık ki; beni hala seviyor diyerek sizi üzmeye devam edecektir. Af zamanı gelmişse hemen affetmeliyiz. Bazen de suçu kendimiz kabullenerek, kendi düşüncesiz davranışımızda arayarak bir iç rahatlatma yöntemini seçmeliyiz. Zira o kişi ile olan ilişkimizi,bir başka zaman verdiğimiz ve bize göre doğru bir karar neticesinde kurmuşuzdur. En iyisi eski kararımıza da saygı duyarak olayı kabullenirsek, affetmemiz kolaylaşır.

                       Az da olsa bazen başka seçenek yoksa, hayat beklentilerimiz kalmamışsa da affederek o olaydan kurtulabiliriz. Bazen de öfkelerimizin zamana yenik düşmesidir affetmek. Her ne sebeple olursa olsun affetmek büyük bir duygudur. Affetmenin bize kaybettirecekleri yanında bize kazandıracağı daha fazla şey vardır. Hatta Peygamberimiz Hz. MUHAMMET bir hadisinde “Affetmek,zaferin zekatıdır” diyerek affetmenin bir bedeli olduğunu ve insanı zafer kazanmaya götüreceğini belirtmiştir.

                     Affetmek güçlü ve cesur insanların işidir. Korkak insanlar, affetmekten bile korkarlar. Affetmek sadece bir şeyden vazgeçmek ya da bir bedel ödemek değildir. Bazen bir ziyaret, bir selam ve bir kahve ikramıdır. Yaşarken amacımız mutlu olmak, insanları mutlu etmek olmalıdır. Çatışma, kin tutma ve kendini düşüncelerin esiri yaparak üç günlük dünyayı kendimize zehir etmemeliyiz. Karşı bunu anlamıyorsa biz anlamalıyız. Affetmek, ruh ve beden sağlığının da ilacıdır. Kafanızda tuttuğunuz kişileri affettiğinizde fiziksel olarak da ruhsal olarak ta rahatlayacaksınız. Birini affettiğiniz gün kendinizi izleyin bakın. Düşünce yeteneğiniz gelişecek, tüm ağrılarınız yok olacak, nefes alışınız değişecek, gülümsemeniz değişecek, daha sevimli ve sempatik olacaksınız. Kalp atışınız, tansiyonunuz değişecek. Arkadaş grubunuz değişecek. Her şeye bakış açınız değişecek. Daha neler neler…

                   Affetmek ilk aşamada çok zordur. Haklı olabilirsiniz, ama kararı verip uyguladığınızda birkaç gün içinde olumlu sonuçlarını görünce rahatlayacaksınız. En güzeli de; siz artık başkalarının ürettiği ve ürettirdiği negatif elektrik ile dolanan kişi olmayacak, kendi pozitif elektriğinizle kendinizi ve başkalarını aydınlatacaksınız.. Denemesi bedava… Hemen en yakınınızdaki kişi ve olaylardan başlayın. Eminim hayatınız değişecek. Affettiğinizde hayatınızdaki değişiklikleri bizle ve dostlarınızla paylaşın esas güzelliği o zaman yaşayacaksınız.                      

                    İnsanları daha barışık, daha güleç, daha özgür, daha az acı çeken bir toplumu birlikte oluşturalım. Amacım karanlık bir salonda bir mum yakmaktı. Belki ışığı fazla aydınlatmaz. Ama sizler de elinizdeki mumlarınızı benim mumdan yakarak, yakınlarınızın mumlarını da tutuşturursanız inanın o karanlık salon hep aydınlık olacaktır. Böylece, pırıl pırıl, temiz, aydınlık ve özgür ruhlara sahip olabiliriz. Affedin ki ruhunuzda karşı tarafın yarattığı yırtıklar iyileşsin.

                    Daha barışçıl ve aydınlıkta yaşayan bir toplum için ben mumumu yaktım. Şu andan sonra kimlerle kırgınlığım var diye düşünerek cesaretle üzerine gideceğim. Herkesin mumu hazır mı?  Unutmayın yarın geç olabilir. Affedin gitsin. Biz hep giden ve ölenin arkasından iyiliğini söyleyen bir toplumuz. Ne olur onunla yaşarken söyleyelim, hatası varsa affedelim. Başkası için değil, kendi ruhumuzu temizleyelim ve aydınlatalım. Geçmişi bırakalım şu anımızı güzel ve gülümseyerek yaşayalım. Affetmekle yapacağımız şey; başkasının kişiliği ve davranışını kabul etmek değil, onun olumsuz etkisinden kurtulmaktır. Kendimize pozitif yatırım yapmak, başkalarının bize yaptırttığı negatif yatırımlarından kurtulmaktır.

Bu Haber 212018 Defa Okunmuştur...
Bu Yazı İçin Yapılan Yorumlar
Sevgili Mennan,öncelikle affeden kişi kendisini rahatlatır. Bundan emin olabilirsin. Affedeceğiniz bir kusur ise karşı taraf mutlu olabileceği gibi, mahcup da olabilir. Anlayışsız biri ise şımarada bilir. Ama kesinlikle sizi yüceltir. Öte yandan affedeceğiniz olay veya kişi duygusal bir olayla ilgili ise onu silmiş olursunuz. Bu durumda onun ruh halininde etkilenmesi muhtemeldir. Aynı zamanda affetme, bir vazgeçiştir çünkü. Herkes bu anlamdaki affedilmeyi kaldıramaz. Ama her iki halde de affeden karlı çıkar merak etme. Sebep ne olursa olsun rahatlarsın, kafandan bir yığın sorunu atmış olursun. O kişiyi sıradanlaştırıp değer vermekten de vaz geçmiş olursun... Tüm kıranları,üzenleri, kendini çok değerli sananları affedebilirsin. Bu anlamda affetmek hem vazgeçiştir hem de bir derstir. İyi dersler.. :)
Yazınızı ilgiyle okudum. En kısa zamanda kırıldığım birini affedeceğim. Ve yazınızın haklılığını ya da haksızlığını keşfedeceğim. Eğer affettiğimiz kişi, erdem sahibi ve seviyesi ya da o andaki halet-i ruhiyesi yüksek düzeyde değil ise, durum, daha çıkılmaz bir hal alabilir. Yine de tüm yazdıklarınıza katılıyorum. İnsaallah siz haklı çıkarsınız. Yorumuma Mevlanadan bir guzel soz eklemek istiyorum: "Küsmek ve darılmak için bahaneler arayacağımıza, sevmek ve sevilmek için çareler aramalıyız." Esen kalın...
TÜM YORUMLAR
Topam 2 Yorum Yapılmıştır...

 

 

BU YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
Şirket yöneticilerine maaş
GÜLMEK
5N 1K
SUÇLAMAK
GELİR DAĞILIMINDAKİ BOZULMA VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
TTK' da NELER değişti
YALNIZLIK
Eğitim mi Asalet mi?
KARARSIZLIK
GİRİŞİMCİNİN ARAŞTIRMASI GEREKEN 20 KONU
ŞİRKETLERDE WEB SİTESİ
Bir Varmış Bir Yokmuş...!
BİLANÇO OKUMA VE YÖNETİCİ
KURAKLIK KADER DEĞİL
''ÖZLEMEK''
YENİ TTK'da CEZALAR
Güneydoğu'daki eğri caddeler değişimin habercisi!
ETKİLİ DİNLEME, ANLAMA ve İLETİŞİM
ŞİRKETLERDE ARŞİV ve DOSYALAMA
DEĞER VERMEK
Tel : 0 342 220 49 00 ( 3 hat ) Fax : 0 342 220 50 71
Degirmiçem Mahallesi 14 Nolu Sokak No : 8 Kat : 4 / 12 27090 GAZIANTEP e-mail : info@firatymm.com
 
Bu Site Cemrenet İnternet Hizmetleri Tarafından Yapılmıştir.