Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir huseyinbozkurt@firatymm.com
KARARSIZLIK
İnsanoğlu, düşünüp karar verdikten sonra, onu uygulayan bir varlıktır. İnsan bedeni, beyninin verdiği kararları uygulayan bir köle gibi çalışır. Kararsızlık; beyinsel bir durum olduğu için düşünme, kıyaslama, araştırma, yargı oluşturma ve karar verme gibi kavramlarla da ilgilidir. Hatta bu kavramların içinde buluştuğu, ama gazı bitmiş ocaktaki pişmemiş yemek gibi bir olgudur. Ne gaz vardır pişiresin, ne pişmiştir yiyesin. Kararsızlık böyle bir şeydir işte.
Kelime anlamı; kararsız olma durumu, tereddüt, düzensizlik ve istikrarsızlıktır. Kararsızlık genel olarak karar verememe durumu olarak çıksa da karşımıza, verdiği karara sadık kalmamak, geri caymak, verilen kararı uygulayamamak şeklinde de kendini gösterir.
Kararsızlık, bir kısır döngü gibidir, döner durur insan. Bazen düşünmemekten, bazen acele etmekten ve bazen de karar verilecek konu ile ilgili bilgiler eksik olduğundan insan kararsız kalabilir. Karar verme yetisi, daha çok insanın analitik bir akıla ve yüksek bir sezgiye sahip olması ile ilgilidir. Bu anlamda kararsızlık; sorumluluk ve risk almaktan kaçınanlara özgü bir korkaklıktır. Cesaret ve kendine güven ise karar vermede etkin bir rol oynar.
Cesaret ve korkaklığı tek başına ve içi boş olarak düşünmemek gerekir. Kişi bir konuda karar vermek durumunda ise;
-Önce konu ile ilgili bilgiler toplanmalıdır
-Sonra benim ihtiyacım nedir? Ben ne istiyorum? Sorularının yanıtını aramalıdır.
-Daha sonra farklı seçenekler de değerlendirilmelidir.
-En sonunda seçeneklerin sonuçları kısaca tahmin edilerek bir analiz yapılmalı ve sonra karar verilmelidir.
Karar verirken, bazı kişiler düşünmeden, araştırmadan ve değerlendirmeden acele ile karar verdikleri için, genellikle yanlış karar verdiklerinden sonuçlar hep olumsuz olur. Bu durum o kişinin kararsız, korkak ve kendine güveni olmayan biri yapar.
Kararsızlık kötü bir şeydir. İnsanı yorar ve risklerle karşılaştırır. Karar verme anını trafikte dörtlü kavşağa benzetirsek, eğer hangi yöne gideceğiniz hakkında önceden net değilseniz kavşağın etrafında döner durursunuz. Hangi yöne gideceğinizi kararlaştırdıktan sonra kavşağı terk edersiniz. Kavşakta, ne yöne gideceğini bilmeyen insan yanlış şeritlere girip, diğer araçların hata ve kaza yapmasına sebep olur. Onun içindir ki, yola çıkmadan güzergahı bilip, ona göre doğru şeritte kavşağa girmeli ve güvenli dönüş yapmalıyız. Hayattaki kararsızlıklar, sonuç itibariyle kavşaktaki duruma benzer. Her zaman hayati riskler taşır.
Bazı durumlarda insana zaman kaybettirir. Önemli bir konuda kararsız kalma ve işi ertelemek insana bir çok fırsatlar kaybettirebilir. Ele aldığımız iş ile ilgili bir şekilde bir karar vermeliyiz. Karar vermekte yetmez, onu etkin bir şekilde uygulamalıyız. Hatta ünlü bir ata sözümüz vardır: “Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evlendirir” diye.Bazen bir kişi bir projeyi düşünür yazar çizer ama uygulamakta gecikir.Bir bakarsınız başka biri o projeyi uygulamaya başlamış bile. Çünkü Dünya’da her şey çok hızlı değişiyor. Fırsatları değerlendirmek gerekir.
Genellikle bilgi eksikliğinden kaynaklandığı gibi, alternatiflerin çok oluşu, bunların benzer oluşu, imkansızlıklar, başarısızlık ve istediğinin ne olduğunu bilememeden de kaynaklanabilir. Bazen yanlış başlayan işlerden dolayı yaşanan ikilemlerde sebep olabilir. Genellikle dürüst kişilikli, akıllı, okumuş ve hümanist insanların daha kararsız oldukları da ayrı bir gerçek.
Hakkında çok şey söylenebilir. Kararsızlık ; başa bela bir huy, içinden çıkılamayan ve insanı kemiren bir durum, bir markette gördüğü ilk eşyaları arabaya doldurup, kasaya gelinceye kadar eşyaları bırakarak arabanın boşalması ve bir şey alınmadan çıkılması gibi bir olay, bir kişilik bozukluğu, gönül işlerinde deli divane dolaşılması, mükemmeliyetçiliğin sonucu oluşan bir durum, bir bakış açısı darlığı, aklımızın bize oynadığı acımasız bir oyun,en büyük zaman hırsızı ve çevrenin etki ve tepkisinden oluşan durum olarak ifade edilebilir. Charles Flory’e göre “Kararsızlık , en büyük zaman hırsızıdır.”
Kararsızlığı yenmek için daha cesur olmalı, bakış açımızı geliştirmeli ve değişik açılardan bakabilmeli, bilgi sahibi olmalı, kendimize güvenmeli ve risk almalıyız. Yine atalarımız: “En kötü karar, kararsızlıktan iyidir” diyerek kararsız kalmnın kötü bir durum olduğunu belirtmişlerdir. Kararsızlık iş hayatında yöneticiler için çok önemli olduğu kadar, kişilerin özel yaşamında da çok önem arz eder.
Duygusal konularda, insan duygularını yaşamalı denilse de bu konularda, sonuç odaklı düşünerek kazanç, kayıplar,amaçlar ve duygular birlikte ele alınıp, karar verilmeli. Karar aldıktan sonra, karar ne olursa olsun, arkasında durulmalı ve insanın kendi özüne ve karşıya duyduğu saygıdan dolayı karara sahip çıkılmalı. Yoksa insan kendine güvenini kaybeder. Bu konularda karar sağlıklı vermek gerek.
Bazen bir kararda durmamak da gerekiyor. Tıpkı Yunus EMRE’nin “Bir kararda durmayalım” dediği gibi. Ucunda sevgi, gönül ve inandığımız biri veya bir şey varsa, karar değiştirilebilir.Yunus,karar değişiminden çok,yerimizde durmayalım, gel dosta gidelim diyor. Bir kararı değiştirerek, başka bir karar veriyor duyguları ile ilgili.
Bir kararda durmayalım Kara haberin almadan Gel gidelim dosta gönül Can bedenden ayrılmadan Hasretinen yanmayalım Ezrail bizi bulmadan Gel gidelim dosta gönül Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana Gerçek murada varalım Gel gidelim dosttan yana Yarın haberin soralım Canım kurbandır canana Yunus Emre’yi alalım Gel gidelim dosta gönül Gel gidelim dosta gönül
Mutlu, umutlu, saygın kararlar vermeniz, kararsız kalmamanız dileğiyle…
|