Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
ŞİRKET YÖNETİCİLERİNE MAAŞ ÖDEME
Bir önceki yazımızda; yeni
Türk Ticaret Kanununun (TTK) 2012 yılı
içinde yürürlüğe gireceği belirtilerek, Türkiye’de yaklaşık 700.000 şirketin
10.000 civarındaki kısmı dışında kalanların, henüz kurumsal yönetimle tanışmadıkları,
çoğunun Limited şirket olduğu ve yine büyük kısmının hayat standardından
kaçınmak, moda ve prestij amaçlı kurulduğu, aslında çoğunun da birer şahıs
işletmesinden öte olmadığı ve gerçek bir şirket kültürünün uygulanmadığı, bu
nedenle TTK hükümlerine intibaklarının zor olacağı ve dikkatli olmaları
gerektiği uyarısı yapılmıştı.
Bu yazımızda ise; gerek
kurumsallaşmaya doğru bir adım olması ve gerekse TTK hükümlerine uyum açısından
gerekli olan bir konuya değineceğim. Türkiye’de ve şehrimizde şirketlerin büyük
kısmı aile şirketi ve şirket ailenin ya da etkin ortağın şahsi malı gibi
görülerek, şirketin parası, aldığı krediler sınırsız ve sorumsuzca şirket ortakları
tarafından kullanılmakta ve şirketten paralar çekilerek, “ortaklardan alacaklar
hesabı” kabarık bir şekilde bilançolara yansımaktadır. Ya da hiç para çıkışı
yapılmamakta, ortağın çekip yediği, şahsi servet aldığı paralar, kasa hesabında
fiktif olarak birikmektedir.
Bu durum, şirket bilançosunun
dengesini bozduğu gibi, yeni TTK ya göre ortakların şirkete borçlanmasının
yasak edilmesi ve ceza hükümlerinin uygulanacak olması karşısında büyük bir
sıkıntı haline gelmiştir. Öte yandan kasa da fazla para birikmesi ya da ortağa
yüklü borç verilmesi inceleme elemanlarınca borç para verme olarak kabul edilip,
adat hesaplanarak şirkete gelir yazılması ve ortak üzerindeki alacağı ya da
kasadaki parayı daha da arttırmaktadır.
Ayrıca şirket hissedarlığı
dışında bir işi ve geliri olmayan şirket ortaklarının, en sadesinin yıllık
50-100 bin arasında tutan ailevi geçim harcamalarının, kredi kartlarının
kaynağı da ispat edilememektedir. Önümüzdeki yıllarda harcama esaslı vergi
incelemeleri başladığında bunların da cevabı verilemeyecektir.
Yine aile şirketlerinde ortak
olup da, şirkette fiilen çalışan ile çalışmayanın ayırt edilmemesi, çok çalışan
ile önemli pozisyonlarda çalışanların, diğerlerinden ayırt edilmemesi de aile
şirketlerinde önemli bir sorun.
Şirket ortaklarının en fazla
anlaşmazlığa düştükleri konulardan biri de “ben
çok çalışıyorum, diğerinin fazla bilgisi olmadığı gibi, benim kadar çalışmıyor
ama hisselerimiz ve kâr paylarımız aynı” şeklindeki yakınmalar da
şirketlerde büyük bir sorun. Ya da yıllar sonra fiilen çalışan ortak ben
çalıştım kazandım, ben olmasam siz ne yapabilirdiniz gibi bir sürece de
götürmektedir. Halbuki, zamanında fazla katkısı olan bunun bedelini alsa, ileri
ki zamanlarda böylesi, aile şirketi ilişkilerini zayıflatacak tartışmalardan da
uzaklaşılmış olur.
İşte bu sorunlar ve daha
saymadığımız bir çok nedenle şirketlerde; özellikle şirketi yönetenler başta
olmak üzere, şirket içinde çalışan ortak ve yöneticilere (Müdür, yönetim kurulu üyesi) maaş ödenmesi bir çok problemi ortadan
kaldıracaktır.
Uygulamada; maaş
ödemenin stopaj vergisi var denilerek uygulamadan vaz geçen şirketler
olmaktadır. Bu yazımızda; maaş ödeme ile maaş ödememenin oluşturduğu nihai
maliyetin hesabını gözler önüne sereceğiz.
Şirkette çalışan bir
ortağa aylık 5.000 TL brüt maaş ya da huzur hakkı ödendiğini varsayarsak,
yıllık 60.000 TL şirketten para çıkışı olmaktadır. Bunun için şirketin
katlanacağı stopaj gelir vergisi (2012 tarifesine göre);
60.000 TL için ortalama
yıllık 13.950 TL stopaj ödenecektir. Şirket yöneticisine aylık
5.000 TL brüt maaş ödendiğinde, VERGİ YÜKÜ 13.950.-TL dir.
Eğer maaş ödemez isek, 60.000
TL kasada kalacak ya da ortaklar şirketten borç çekecektir. Bu durumda bu
kasada boşta görünen paraya %17,75 oranında reeskont faizi uygulanarak gelir
yazılması gerekir. Yıllık 10.650 TL gelir yazıldığında; 60.000+10.650=70.650 TL
%20 oranında 14.130 TL kurumlar vergisi yükü vardır. Ayrıca 70.650 TL den 14.130 TL kurumlar
vergisi düşüldükten sonra kalan 70.650-14.130=56.520.-TL kârın dağıtılması durumunda
%15 ayrıca stopaj ödenecektir. Bu durumda 56.520x0,15=8.478.-TL stopaj ödenmesi
gerekmektedir. Sonuç olarak maaş olarak ödenmeyen paranın kar olarak
dağıtılması sürecinde ödenmesi gereken VERGİ YÜKÜ (kurumlar ver+stopaj)
14.130+8.478=22.608 TL dir.
Görüldüğü gibi sadece bir
ortak için maaş ödendiğinde 13.950 TL vergi yükü varken, maaş ödenmeyip sadece
şirkette kalması halinde bile 14.130.-TL, şayet ileriki yıllarda kâr
dağıtılması halinde nihai vergi yükü 22.608.-TL olmaktadır. Her halükarda maaş
ödenmesi halinde daha az maliyet yüklenilmekte ve kurumsal yönetim anlayışına
bir adım daha atarak yaklaşılacaktır. Bir çok sorun da baştan çözülmüş
olacaktır. Birkaç ortaklı şirkette düşünürseniz, kasada para birikmesi, kayıt
dışı çalışma, düşük karlılık oranı, ortaklar arası ücret dengesi, çalışanla
çalışmayan şirket ortağının ayrı tutulması gibi bir çok konuya çözüm üretmiş
olacaksınız.
Genellikle, maaş ödemesinden
ilk etapta stopaj vergisi var diye kaçınılmaktadır. Ama sonradan daha büyük
vergiler ödenmektedir. Ayrıca günümüzde 13.950.-TL stopajı göze alamayan
şirketlerin ise şahıs firmasına dönmeleri, kollektif şirkete dönüşmesi
yararlarına olacaktır. Zira yeni TTK nun diğer uygulamalarını da dikkate
aldığımızda küçük şirketler bu maliyetlere zor katlanacaklardır.
Şirketlerin vakit
kaybetmeden, 2012 yılı başında iken ortaklar kurulu kararıyla (limited
şirketlerde) yıl başından geçerli maaş uygulamasına geçmeleri menfaatlerine
olacaktır. Anonim şirketlerde ise Mart ayında yapılacak genel kurullarında
gerekli kararın alınarak, her ortak ve yöneticinin şirkete katkısı ve çalışması
karşılığı maaş ödenmesinde fayda vardır. Ayrıca maaş ödeme kararı alırken veya
almadan şirket ortaklarının yetki ve sorumluluklarını da önceden belirlemede
fayda vardır. Hiçbir sorumluluk yüklenmemiş ortağa ücret ödenmesi de yanlıştır.
Bu hususta henüz maaş ödemeyen şirketlerin, yöneticilerinin en kısa zamanda
harekete geçmesi şirketin devamlılığı açısından faydalı olacaktır.
|