Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
ETKİLİ DİNLEME, ANLAMA ve İLETİŞİM
Gerek iş yaşamımızda, gerekse özel yaşamımızda iletişim kurma ve kurulan iletişimin olumlu olması sorunlarımızı çözmede, işimizi yapmada birçok açıdan fayda sağlar. Zaman tasarrufu, kaynak israfının önlenmesi, olumsuz ilişkilerin önlenmesi ve çatışmaların önüne geçilerek daha mutlu bir toplum, yaşam ve ortam yaratmamızı sağlar. İyi iletişim kurmayı herkes ister ama beceremez. Bazen iletişimi en iyi bilenler, yararlarına inananlar ya da eğitimini verenler bile iyi iletişim kuramayabilirler. Bazı kötü iletişim kurduklarının farkında bile değil. Bazıları ise bildiklerini zannederek kötü iletişim kurduklarını kabul etmezler.
İletişimin iyi olması için önce onu istemek ve gereğine inanmak lazım. Ayrıca, iletişimi sadece kişilerle diyalog kurabilme olarak anlamamak lazım. Bir kişi ile diyalog kurmak ayrı şey, iyi iletişim kurmak ayrı şey. Bir randevu alma, bir ön görüşme yapma veya bir görüşme için iyi iletişim kurmak önemli değil. Önemli olan insan yaşamında devamlı olarak iyi iletişim kurma mantığını kavramak ve kurmaktır.
Günümüzde uyuşmazlık ve çatışmaların büyük bir yüzdesi kişilerin olumlu iletişim kuramadığından kaynaklanmaktadır. Kötü iletişimin temelinde ise; karşının beklentilerini, isteklerini ve dileklerini anlamamak vardır. Karşıyı anlamamak suretiyle olumsuz tavırlar sergilenmekte ve iletişim kopmaktadır. Eğer karşıyı anlayabilsek ve ona anladığımızı hissettirebilsek bu takdirde bir iki talebini de karşıladığımızda, karşıda bir iki talebinden de karşı vazgeçer ve uyum kendiliğinden sağlanacaktır. Taraflar birbirine yaklaşacaklardır.
Karşıyı anlamak için ise; saygı ve sevgi kuralları içerisinde karşıyı dinlemek gerekir. Hem de etkin bir şekilde dinlemek gerekir.
Dinleme, kişinin sesleri bilinçli olarak, bilerek ve isteyerek algılamasıdır. Bu özellikleriyle dinleme, işitmeden ayrılır. Dinleme ve işitmede kulak aracıyla sağlanır. Kulak, algıladığı sesi beyine iletilir. Beyine iletilen sesler bazen sadece işitilmekle kalır, bazen de dinlenir. Bu yüzden her duyulan ses işitilir ama, her söz dinlenmiş sayılmaz. Çünkü, dinlemek işitmeden çok farklı bir işleve sahiptir. Dinleme, beyindeki dinleme hücrelerinin eğitilmesi ile ilgilidir. Bu da kişiden kişiye değişir.
Dinlemenin önemini belirginleştirmek için konuyu biraz daha irdeleyelim.
İnsanlar haberleşme ve diğer sayısal iletişim kurmada zamanlarının %50 sine yakınını başkalarını anlamak için harcarlar. Bazı kimseler, yalnız çalışırken sıkılırlar. Çünkü dinleme ihtiyaçlarını gideremezler. Bu nedenle, müzik vs. dinlerler.
Karşımızdakini dinlemek, kendimizi daha iyi anlamamızı, başkalarının bizden ne beklediğini öğrenmemizi, yaşam ve dünyayı tanımamızı, duygu ve düşüncelerimizi zenginleştirmemizi sağlar.
İyi bir dinleyici,güçlü bir hafızaya sahiptir. Güçlü hafıza ise dikkatli eğitimle elde edilir. Hafıza, bilgileri istenildiğinde kullanılmak üzere saklandığı bir yerdir. Hafızanın gücü, edinilen bilgileri bir sistem dahilinde önemine göre saklanması, gerektiğinde kullanmakla kendini gösterir.
Bir araştırmaya göre insan hafızasının % 10’ luk kısmını kullanmaktadır. Bu kesin değil ama varsayım. O zaman hafızanın % 90'lık kısmı boşa gitmektedir. Bunun için hafızamızı güçlendirmemiz ve etkili dinlememiz için aşağıdakileri yapmamız lazım.
1- Kim ve ne amaçla olursa olsun işimize ve karşımızdakine önem vermeliyiz. En ufak ayrıntıyı dahi dinlemeliyiz. Dikkatli dinlemediğimiz için yeni tanıştığımız kişinin adını hemen unutuveririz. Dikkatsizlik ya da önem vermemek. Eğer kendimizi acele etmeden ilgilendiğimiz konuya karşı daha dikkatli olmaya odaklarsak bu konuyu unutmadığımızı göreceğiz.
2- Edindiğimiz bilgiyi gerek olduğu zamanlarda sık sık tekrar ederek pekiştirmemiz lazım.
3- Edindiğimiz bilgiyi belli bir sınıflandırmaya tabi tutarak çağrıştıracak bir şeye bağlantı kurmamız lazım.
Öncelikle karşımızdakini iyi bir dinlememiz lazım. Kim olursa olsun. Konu ne olursa olsun. Eğer dinlemeyecek isek onu açık bir şekilde ifade etmeliyiz. Anlamsız konuşuyor ise dinlemeyip terk etmeliyiz. Ya da başka bir zaman dinleyeceğimizi söylemeliyiz. Kesinlikle dinliyor gibi yapmamamız lazım. Özellikle önemli konularda önce dinlemeli, sonra dinlediklerimizi değerlendirmeli ve daha sonra cevap vermeliyiz. Mümkün olduğunca olumsuz gördüğümüz konuları olumluya çevirerek veya olumlu yanından başlayarak cevaplamalıyız. Bazı kimseler yapı itibariyle söyleneni çok çabuk algılayarak ya da algıladıklarını sanarak hemen cevap veririler. Bu çok yanlıştır. Genellikle analitik düşünen, zeki ve sinirli insanlar bu hataya düşerler. Ama belki karşıdakinin beklentisi farklı bir şeydir. Onun için önce anlamak için sonuna kadar dinlemek lazım. DİNLEMEK de bir kültür ve eğitim sorunu. ETKİLİ bir DİNLEME ve analiz iyi algılamayı ve ANLAMA’yı getirir. İyi ANLAŞILAN konu, istek ve sorunlar daha kolay çözülür. Dolaysıyla iyi bir İLETİŞİM kurulmuş olur.
Sözlü iletişimde aktif bir dinleme önemlidir. Ancak, dinleme kadar konuşmacının da dinleyenlerin ilgisini azaltmamamsı, fazla sıkmaması, konusuna hakim olması, kısa ve öz olarak anlatması ve iyi bir konuşma dili ile sunması gibi bir ortak sorumluluğu vardır. Gerek anlatanın ve gerekse dinleyenin birbirinin seviyesini, anlama kabiliyetini bilerek ve buna dikkat ederek hareket etmesi lazım. Sözüm ona çok kültürlü biri, az kültürlü birini dinlerken onu küçümsememeli, onu anlamalı ve ona göre hareket etmelidir. Eğer bir kişi ile iletişim kurmak zorundaysanız mutlaka onun seviyesine inerek, onun diliyle konuşmalısınız veya dinlemelisiniz. Mevlana'nın dediği gibi: 'Sen ne söylersen söyle, söylediğin şey, karşındakinin anlayabildiği kadardır.'
Etrafımıza baktığımızda aile ilişkilerinden iş ilişkilerine, arkadaşlık ilişkilerinden ticari ilişkilere kadar her konuda iyi iletişim kuramadığımız için hep çatışma halindeyiz. Büyük sebebi de iletişim kuramamaktan. İletişim kuramamanın sebebi de anlamamak ve dinlememektir. Hoşgörü ile yaklaşmamaktır. Buna toplum olarak uyabilsek bir çok uyuşmazlık kendiliğinden ortaya çıkmadan çözülecektir.
Evet, Ahmet Bey siz lütfen çocuğunuzu biraz daha onun boyuna göre eğilerek dinleyin. Bırakın anlatsın. Onu küçük bir insan olarak dinleyin. Anladığınızı ve çocuğunuzun ne kadar büyük biri olduğunu fark edeceksiniz. Mehmet Bey sizde İşletme Müdürünüzü bir dinleyin bırakın raporunu sunsun sonuna kadar. Sonra değerlendirip cevaplayın. Bırakın çalışanlarınız kendilerini ifade etsinler. Dinleyerek onlara değer verdiğinizi gösterin. Evet Ayşe hanım sizde lütfen sinirlenmeyin bırakın arkadaşınız bir derdini anlatsın. Kurgu ve korkularınızı bir yana bırakın. Belki farklı bir şey söylüyor. Belki dinleyince daha iyi arkadaş olacaksınız. Ve siz beyler bayanlar,kendini zeki,sinirli ve çok bilmiş sananlar lütfen…! Bir dinleyin. Sinirlenerek önce kendinize zarar veriyorsunuz. Çevrenizi kaybediyorsunuz. Kimse kalmamış yanınızda. Ne gerek var bunlara tatlı dil varken. Sakin sakin dinlemek varken… Bunu çok iyi yapanları da buradan kutlamak istiyorum.
Hepinize ETKİN DİNLEMEYE,ANLAMAYA ve İLETİŞİM kurmaya fırsat bulacağınız haftalar diliyorum. Sakin,saygın ve mutlu kalın.
|