Hüseyin BOZKURT Yeminli Mali Müşavir huseyinbozkurt@firatymm.com
SUSMAK..!
Bu gün sizlere “Susmak” konusunda bir şeyler yazacağım. Kısa bir başlık ama anlamı o kadar geniş ki; bazen bir ok gibi keskin ve öldürücü, bazen bir dost kadar müşfik ve onurlandırıcı, bazen altı harf kadar küçük, bazen de kitaplara sığmayacak anlamlar içerir. Bu güzel sözcük hakkında sohbet edeceğiz. Nerden çıktı bu kelime diyebilirsiniz. İnsan ilişkilerinde büyük bir öneme sahip olduğu için en az mali konular kadar önemli gördüğüm için sizlerle paylaşıyorum.
Susmak aslında ilk bakışta hoş değil. Yani konuşmak, meseleleri irdelemek doğruyu bulma adına her zaman güzel ve doğrudur. Ama bazen susmak çözüm olur. Bazen de tarafları düşündürmeye başlar.
İnsanlar ;
- Konuya yabancı ise , bilgisi yoksa
- Konuşulanları basit buluyorsa, boş iş olarak görüyorsa,
- Abes konular konuşulursa ya da şaşılacak durumlar karşısında,
- Karşısındakini anlamak istemiyorsa,
- İletişim kesildiğinde ve bittiğinde,
- Söyleyeceği yalan ya da karşısındakini kaybetmeme ve incitmemek için,
- Korktuğu ve çekindiği için,
- Sindirildiyse, suçluysa,
- Doğru olmasına rağmen karşısındakine anlatmakta yetersiz kaldığına inanıyorsa,
- Konuşmak içinden gelmiyorsa,
- Konuyu değiştirmek için,
- Belli meseleleri unutmak için,
- Umutsuz kaldıklarında,
Susmayı tercih ederler. Görüldüğü gibi aklımıza gelen 13 tane susma sebebi. Öte yandan susma nasıl olur ona bakmak gerek. Susmak bir çok şekilde ifade edilir. Bunlar ; - Duymamış gibi yapmak, - Aldırmıyor önemsemiyor görüntüsü vererek, - İncindiğinde susar, - Kızgınlık anında söyleyecek bir söz bulamazsa, - Ne hakla soruyorsun, sana ne demek için , - Tepki için veya öfke ile, susma olarak ifade edilir.
Susmanın bir çok anlamı vardır. Susma şekline ve yerine göre anlam yüklemek mümkündür. Ama her susmak bir anlam içerir. Bunları şöyle sıralamak mümkündür.
- Ben susuyorum sen anla,
- Sana verecek cevabım yok,
- Seni ilgilendirmez, bu işe karışma,
- Seni unutuyorum, gibi anlamlar taşır.
Susmak netice itibariyle insanlar üzerinde olumsuz etkiler bırakırlar. En önemli etkileri; - Susmak insanları kırar, - En ağır sözden bile etkilidir, - En acı haberden üzücü, - İletişimin tıkandığı noktadır, - Tıkanıklığın başlangıcı, - Sonu hazırlayıcı nokta,
İnsanlar sustukça ilişkileri aralanır ama boyutu artar. Sözler yerini sessizliğe bırakır. Sevgiler aşınmaya, güvenler yok olmaya başlar. Susuldukça paylaşımlar azalır ve sessizce tümden biter kelimeler. Aslında susmak yokluktur. Susmak bazen sorunların varlığına işarettir. Bazen de sorun yokken sorun üretildiğinin belirtisidir. Susmak vurucu ve adeta öldürücü bir eylem biçimidir. Susmak hiçbir zaman diyalogun önüne geçmemelidir. Kısa süreli tepki anlamında fayda sağlasa da susmak öz itibariyle iyi bir şey değildir. Buraya kadar ikili ilişkilerde susmadan bahsettik. Kişisel iletişimde suskunlukla ilgili aşağıda belirttiğimiz sözler konuyu daha iyi açıklamaktadır.
NİETZCHE diyorki; “ En kaba söz, en kaba mektup bile susmaktan daha yürekli ve dürüstçedir. Susanlar hemen her zaman incelik ve nezaketten yoksundurlar. Bir itirazdır susku,yutmak kötü kılar kişiyi. Görüyorsunuz kabalığın değerini düşürtmek istemiyorum; en insanca karşı koyma yoludur o, çıtkırıldım çağımızda en başta gelen erdemlerimizden biridir.” Ünlü düşünür en kötü ve kaba iletişimi, iletişimsizliğe (susmaya) tercih etmiştir. Hatta susmayı kabalık ve nezaketsizlik olarak irdelemiştir.
Alberts Camus da; “Umutsuzluk susar, kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşursa bir anlam taşır. Gerçek umutsuzluk can çekişme ya da uçurumdur.” Diyerek susmanın derecesine işaret etmiştir. Çok katı bir susmayı umutsuzluk ve uçurum olarak görmüştür. Dozunun iyi ayarlanması gerektiğini belirtmiştir.
Susmayı öğrenmek; anlamayı ve anlatmayı da öğrendiğimizi gösterir. Kişi olarak ne anlattığımıza değil hep ne öğrendiğimize yani karşının ne dediğini anlamamıza önem vermeliyiz. Karşımızdakini öncelikle dinlememiz lazım. Ağzı açıkken kimse bir şey dinleyemez. Ben konuşurken dinlerim diyen biri “Ben hiçbir şey dinlemek ve kendimden başkasından hiçbir şey öğrenmek istemiyorum' demektedir.
Toplum içinde susmak ile ilgili birkaç şey söylemek gerekirse; konuşulan konuya hakim olan, hitabeti kuvvetli olan ve karşındakini sıkmayacak tarzda ve boş olmayan konularda konuşmak ve sorunlarımızı nezaket kuralları çerçevesinde görüşmek daima faydalıdır. Ama tersi durumlarda fazla konuşmak, lüzumsuz konuşmak hiç hoş değildir. Ünlü bir atasözümüz vardır. “Söz gümüş ise sükut altındır.” Burada konuşmak gümüş ise susmak altındır diyerek, susmayı daha kıymetli gösterip, toplumda daima çok dinleyip, az konuşmayı tavsiye etmektedir. Zira Anadolu toplum ve oda kültüründe dinleyerek öğrenme esastır. Küçükler hep dinler büyüyünce ve kendilerini yetiştirince konuşurlar. Günün koşullarında bu doğrudur. Yine “ İki dinle bir söyle “ öz deyişimiz de buna örnektir.
Öte yandan demokratik toplumlarda kişilerin özgürlüklerine sahip çıkmaları, haklarını aramaları ve iyi bir toplum yaratma adına susmamaları, gerektiğinde konuşmaları ve susturulmamaları lazımdır. Geçmişimize baktığımızda bu anlamda toplum hep susturulmaya çalışılmıştır. 21 yüzyılda halen bir kamu görevlisi kendi idaresine en ufak özlük hakkı ile ilgili bir dava açtığında bile düşman ilan edilmektedir. Hak aramak hep masraflı ve eziyetli olmuştur.
Tüm bunlar bireylerin bilinçlenmesi ve bilinçli toplumun oluşturulmasıyla mümkün olacaktır. O halde, “Susma” yı genel olarak değerlendirdiğimizde olumlu bir kavram olmadığını görürüz. Ama uzatmamak ve ortamına göre karşıyı düşündürmek adına kısa süreli susmak da faydalı gibi görünüyor. Hepinize hangi anlamda olursa olsun,susmak zorunda kalmayacağınız günler dilerim..!
|