Hüseyin BOZKURT Yeminli Mali Müşavir huseyinbozkurt@firatymm.com
İŞ KURMA
Ülkemizde insanlar; son yıllarda köyden kente göçün sonucu, tarımdan vazgeçip Sanayi ve ticarete yönelmişler ve ticari ve sinai işletmelerin kurulması yaygınlaşmıştır. Dünyadaki teknolojik gelişmeler (iletişim,ulaşım,internet,bilgisayar vb) bizim gibi kalkınmakta olan bir toplumu; hem tüketim toplumu yapmış hem de sanayileşmeye yöneltmiştir. Son 25 yıla kadar en büyük üretim tesisleri Devlete ve İstanbul gibi birkaç ilimizde özel sektöre ait işletmeler iken, bu gün Anadolu’ya yayılmıştır.
Anadolu’da küçük esnaf ve sanatkârların daha büyük atölyelere ve fabrikasyon imalatlara geçişi ise 1980 li yıllarda oluşturulan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) uygulamaları ile ayrı bir boyut kazanmıştır. Daha önce küçük sanayi sitelerinde ustalığa dayalı çalışmalar yapılırken, OSB’lere geçişle birlikte işletmelerin üretim, pazarlama, satış, finans ve yönetimleri de değişmiş. Büyüme sonucu yapılan işlere dışarıdan beklenmedik etkiler olmaya başlamıştır. Tam bu yıllarda teknolojik gelişmeler sonucu ithalat ve ihracat ile tanışan işletmecilerimiz yeni pazarlar elde etmenin yanında yeni sıkıntıları da hissetmeye başlamış. Görmediği bilmediği bazı problemler kendisini bulmuş. ABD bir olay olmuş, işletmecimiz sabah uyandığında zarara girdiğini görmeye başlamış. Şehrimizde bunu yaşayan birinci ve ikinci kuşak iş adamlarımız çok iyi bilirler. Girişimcilerimiz, kur, kalite, marka, standart, çevre, ISO, HACCP gibi bir çok yeni şeylerle tanışmış, ithalat ve ihracata yöneldiği için bir de Dünya’da oluşan krizlerden ya da gelişmelerden kötü etkilenmeye başlamıştır. Tüm bunlar bize gösteriyor ki; artık mahallenizde bakkal dükkanı da açacaksanız mahalli, ulusal ve uluslar arası boyutta bazı hususlara dikkat etmek gerekiyor. Zira eskiden mahalle ya da sokağınızın başına bakkal dükkânı açtığınızda, ayıp olur diye aynı sokağa kimse aynı işi kurmuyordu. Komşularınızda sizden alış veriş yapıyordu. Ama bu gün öyle değil, bir bakıyorsunuz Fransızlara ait Carrefursa ya da Almanlara ait Metro veyahut İstanbul, Ankara’daki filanca market zinciri gelip sizin sokağın köşe başını kiralamış ve devasa bir alış veriş merkezi kurmuş. Hem de içi klimalı, kredi kartı ile satış yapıyorlar, istediğin malı seçip alabiliyorsun. Sizin açtığınız iş yeri iş yapmamaya başlıyor. Halbuki 2 sene önce ne umutlarla kurmuştunuz. Hani işleriniz de iyi idi. Ama ne olduysa işlerinizin hacmi düştü.
Ya da küçük bir un fabrikanız var, Rusya’da kuraklık oluyor, o da ne buğday fiyatları yükseliyor. Pakistan’daki seller pamuk fiyatlarını etkilediği için çırçır ve pamuk ipliği işletmelerimiz etkilenebiliyor artık. Sizin sermayeniz eriyor veya o sene iş hacminiz düşüyor. Bunun gibi olumsuzluklarla karşılaşır oldunuz.
İşte tüm bunlar gösteriyor ki; artık eski, atadan dededen yöntemlerle iş yapmak zorlaştı. Bir çok firma kuruluşundan bir yıl içinde ya da kurulduktan hemen sonra çalışamaz duruma gelmekte ya da en ufak bir krizde yok olup gitmektedir. Tüm bunların temelinde ise iş kurarken iyi bir plan program yapılmaması, iyi fizibilite ve mali planlama yapılmaması, alternatif piyasaların bilinmemesi, yedek sermaye, işletme sermayesi, entelektüel sermayeye sahip olunmaması yatmaktadır.
Ülkemizde maalesef komşuya, tanıdığa bakılarak işletmeler kuruluyor. Araştırma gücü olmayanlar için en kestirme ve ucuz yol budur. Falanca iplik fabrikası kurmuş bizde aynısını kuralım. Kısa bir araştırma veya o firmanın mühendisi ile görüşülerek aynı proje, aynı yerden makine siparişleri, aynı tip bina ve aynı yerden hammadde alma, aynı müşterilere satış yapma şeklinde gerçekleştirilir. Tabi ki, o ana kadar işi iyi olan ilk iplik fabrikasının; ona bakarak birkaç tane daha kurulması ile pastası küçülür, hem o fabrika hem ona bakarak kurulanlar zararına çalışmaya başlarlar. Bu şekilde yatırımlarla hem İş hacmi düşmekte, hem de fiyat rekabeti nedeniyle pazarlama giderleri artmakta ve kârlılık düşmektedir. Ufak bir kriz de ise güçsüz olanlar kapıya kilit vurmak zorunda kalırlar. Ya da iyi bir finans altyapısı olmayanlar bir müddet sonra borçlanma maliyetleri de artınca tıkanıp kalırlar. Tüm bu olumsuzlukları bertaraf etmek için bir iş kurarken bazı zorunlu araştırmaları yapmak gerekir.
Bir kere iş araştırırken bağımsız çalışma isteğimiz tam mı? Buna bakmak gerek. Yeterli teşebbüs motivasyonuna sahip olmayan işletme sahipleri karşılaştıkları zorluklarda dağılır giderler. Bazı kişiler edilgen nitelikte olup, risk almaktan çekinir, korkarlar. Diğer taraftan Motivasyon yanında kurulacak iş hakkında yeterince bilgiye sahip miyiz? Yeterli tecrübe ve beceriye sahip miyiz? Bunlara bakmamız lazım. Atalarımız “çıraklığını yapmadığın işin ustalığına soyunma” demişler. Çok da doğru söylemişler. Usta olmadığınız bir işte daima başkasının emeğine, bilgisine ve tecrübesine muhtaç olursunuz. Bu durum bazı işlerde çok önemlidir. İş kurmaya başlamadan önce, sonradan aksamalar olmaması ve kısa sürede ve planlı bir iş kurmak için bir çalışma takvimi ve programı yapılmalıdır.
Diyelim ki bağımsız çalışma ve teşebbüs gücümüz çok var, belli konularda da ustalığımız var, işin kurulması ile ilgili bir program da yaptık. Sonra hemen işin kurulmasına geçmemeliyiz. Bu defa, işle ilgili bu gün için bu iş yapılabilir mi? Bir engel var mı? İki üç iş düşünüyorsak hangisini yapmalıyım? Karlılık nedir ? Gibi soruların cevabını oluşturan ön değerlendirme yapmalıyız. İşi seçtikten sonra bu işle ilgili daha detaylı bir yapılabilirlik çalışması yapılması gerekir. Karlılık oranı bedir? Sektörün sıkıntıları nedir? Bu işi yaparsam neler gerekmekte, doğru yerde mi, doğru zamanda mı, doğru kişi ve ortaklarla mı, doğru ölçek ve sektörde mi olduğu tespit edilir. Gerekli personel, sermaye, ürün ve hizmetin özelliği, müşteri kitlesi gibi bir çok şey gözden geçirilir. Bu araştırmalar çok detaylı ve gerçekçi hazırlanmalıdır. Bu aşamada yapılan araştırmalar, ciddi yapılırsa ya yatırım yapılmaktan vazgeçilir ya da kurulacak iş başarıya ulaşır. Bu aşamada görülen eksikliklere bu aşamada çözüm aranırsa baştan sıkıntılar önlenir. Örneğin yapılan çalışmada finansman ihtiyacı, gücümüzün üzerinde çıkarsa ya vazgeçeriz ya da ortak alarak yarı yolda kalmayız. Bazen başlamamakta bir kazançtır.
Olumlu bir yapılabilirlik raporu elde etmiş isek bu defa iyi bir iş planı yapılmalı. Bu planda; iş kurma sürecinde müteşebbis neyi, ne zaman, nasıl, kimlerle ve ne kadara yapacağını belirler. Bu şekilde, iş kurma sürecinin tamamlanmasına kadar yapılacak işler, takvime bağlamış olur. İş kurma süreci ise; hazırlanan bu iş planının uygulamaya geçmesidir. Bunun için ofis kiralama, şirket kurma, izinler alma, gerekli personel bulma vb. hizmetlerle başlayıp iş ve işletmenin çalışmaya başlama anına kadar sürer. Aslında iş kurmak şartele basmak ile iş kurma tamamlanmış sayılmaz. İşletmenin ayakta kalmasını, kapasite ve verimliliğinin artırılması için de çalışma yapılması gerekir.
Kısaca aşamalarını anlatmaya çalıştığımız iş kurma süreçleri bir bütün olarak ele alınmıştır. Bu süreçlerin her detayı, ayrı bir yazı konusunu geçecek genişliktedir. Bu detayları ileriki yazılarımızda bulabilirsiniz. Amacımız, atadan kalma yöntemlerin devrinin kapandığını, iş kurmadan önce iyi bir fizibilite yapılması gerektiğini iş kuracaklara hatırlatmaktı. Çünkü, bazen insanlar varını yoğunu heba ederek iyi niyetlerle iş kurmaya kalkmakta ve daha işi kurup bitirmeden ya da bitiminden kısa süre sonra bazı sıkıntılarla karşılaşıyorlar. Bu süreçlerde iyi yapılan araştırmalar; bu sıkıntıların baştan bilinmesini, harcamaya başlamadan önlem alınmasını sağlayarak milli servetin ve dürüst girişimcilerin yok olmasını önler. Son söz olarak, kuracağınız her türlü işlerde, artık yurt içinde değil dünyadaki kişi ve firmalarla da rekabet etmek zorunda kalacağınızı düşünmeniz menfaatiniz gereğidir. 04.10.2010
|