Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
İSTEMEK
Hayatımızı kolaylaştırmak ya da zorlaştırmak bir bakıma bizim elimizde. Yaşamımızda bir karar alırken, bir iş yaparken veya bir zorluğu aşabilmek için o işi istemek çok önemlidir. İstediğimiz bir iş, bize kolay gelir. İsteyerek bir işi yapmak adeta başarmanın yarısıdır. Madem istemek bu kadar önemli o halde bu kelimeyi irdelemek gerek.
İstemek; arzulamak, istek duymak, bir şeyin kendine verilmesini ve yapılmasını söylemek, görme isteğini bildirmek, gerek olmak, biriyle birlikte olma ve evlenme dileğini bildirmek gibi anlamlar içerir. İstemek sözcüğünden bir çok deyim ve söz öbeği de üretmişiz. Bunlardan bir kaçı şöyle; istediği gibi, istediği gibi at oynatmak, istediğini söyleyen istediğini işitir, istemem diyenden korkmalı, istemesini bilmek, isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara, ister istemez gibi.
İsteme duygusu günlük hayatımızda her an karşımıza çıkar. İş hayatında, okul hayatında, özel hayatımızda ve insan ilişkilerimizde kendini gösterir. İstemek, bir şeye sahip olma duygusu ve azmi olarak ortaya çıkar. Eğer bir şeyin olmasını çok istiyorsak o iş ile ilgili her zorluğu göze almalıyız. Zorlukları göze alma derecemiz, o şeyi isteme derecemizle doğru orantılıdır. Hayatta en yaygın isteklerimiz; bir üniversiteyi kazanmak, bir mesleki sınavı kazanmak olarak çıkar karşımıza. Bunu istediğimiz için aylarca veya yıllarca ders çalışmaya katlanırız, gece gündüz demeden, her şeyden fedakârlık ederiz. Bunu bir gereklilik ve görev olarak görmemizi sağlar içimizdeki istek. Eğer onu istemekten vazgeçmiş isek bir saat bile zaman ayırmayız.
İstediğimiz şeyle ilgili zorlukları kabullenerek mücadele etmeli ve bu yolda çıkacak engelleri sıradan bir iş gibi görerek aşabiliriz. Bir şeyi beyinde istiyorsak ve ona odaklanabiliyorsak, vücudumuz o isteğin emrine girer. Bir şeyi gerçekten istersek, aşamayacağımız engel yoktur. İstemek, bir çok uğraşıyı göze almak demektir. İsteklerimiz uğraş verdikçe yoğunlaşır, yoğunlaştıkça istediğimiz şeye yaklaşırız. Bu da bizi daha istekli hale getirir. O şeye ulaşmak için her zorluk bize kolay ve sıradan gelir. İşte ondandır bir şeyi çok isteyenlerin başarısı. Beynimizin hayal ederek istediği her şeye ulaşma imkânı vardır. Ama geç ve zor, ama erken ve kolay olabilir. Tabi ki istediğimiz şeylerin olabilirliğini, önündeki engelleri ve engellerin kalkması halinde yol açacağı sorunların bizi ne derece etkileyeceğini de düşünmeliyiz. Mesela 300 kğ ağırlığında bir taşı kaldırmayı ister ve hayal edersek gidip hemen taşın ucundan tutup kendimizi sakatlama pahasına kaldırmamalıyız. Bir ömür boyu sakat kalabiliriz. Ama bir kaldıraç imal edip, bir düzenek hazırlayarak bu taşı belki kaldırabiliriz. Ama bu uğraşımız üç ay sürebilir.
İstemek düş ve hayallerimize hayat verir, adeta onları canlandırır. Düşlerimiz, başarma duygumuzdan dolayı, tatlı gelebileceği gibi, zorlukları hayal ederek acılar da çektirebilir. Bir şeyi, yürekten istemek çok önemlidir. İstemek, düş ve hayal bizi hayata açılmamızı da sağlar.
Sahi dilediğiniz her şeyin olmasını ister misiniz? Evet mi? Peki neden istersiniz? Yaşamınızın daha zevkli ve renkli olacağını, sizi mutlu edeceğini düşünüyorsunuz şüphesiz.
Çok istediğiniz şeye sahip olduğunuzda bu sizi sevindirir ve mutluluk verir. Birkaç yıl, birkaç ay, birkaç gün veya birkaç saat, saniye sonra da sona erer. Hiçbir sevinç ve mutluluk sonsuz değildir. Bazen de bir şeyi çok isteriz gerçekleşir. Gerçekleşen bu durum bizi farklı bir yaşa-ma, farklı bir ortama yönlendirebilir, bazen de üzüntüye bile yol açabilir. Ama şu muhakkak ki başarma, ulaşma, kavuşma ve elde etme duygu ve başarısı her zaman mutluluk verir.
Hayatı bir merdivene benzettiğimizde; çıktığınız her basamak sizi yükseltir, görüş açınızı genişletir ve yeni şeyleri fark ettirir ve mutluluk verir. Ama hiçbir basamak devamlı mutluluk sağlamaz. Daima çıkılacak bir basamak bulmak gerek. Hayatı devamlı çıkılacak basamakları olan bir yolculuk olarak görmek ve her basamağı zamanında çıkarak yolculuğu zirvede tamamlama amaç olmalıdır. Her basamağı da isteyerek çıkmalıyız. Mutluluk durağı olarak, sadece merdiven basamaklarını görmemeliyiz. Aslında mutluluğun kendisi biziz. Kendimizde aramalıyız. Her basamakta kendimizi görerek, görebildiklerimizi düşünerek mutlu olursak basmaklar mutluluk durağı olur.
Ayrıca evrende sahip olduğumuz her şeyi günü geldiğinde zaten kaybedeceğiz, önemli olan onu kazanma ve bizde olduğunu bilme duygusu ve onu bizde kaldığı süre içinde faydalı olarak kullanmaktır. Örneğin idealinizdeki bir arabayı almışsınız ama binememişsiniz, çok kısa sürede bir hayati hata nedeniyle satmak zorunda kalmışsınız ya da 10 yıl garajda çürütmüşsünüz ne önemi kalır ki? Çok güzel bir dost edinmişsiniz onu ufak bir hata sonucu kaybetmişsiniz ya da kıymetini bilememişsiniz ne önemi var ki? Kendinizi başkasında aramayın. Mutluluk sizin içinizde, karşıda değil. Ama karşınızdaki kişi sadece buna yardımcı olur.
Elde etmek istediğiniz şeyi çok ciddi bir şekilde istemek lazım. İstediğimiz şeyi hayati bir ihtiyaç kadar önemsemeliyiz. Tıpkı aşağıdaki öykü deki gibi:
Genç bir adam Sokrates’in yanına giderek; “Ben de bilge kişi olmak istiyorum, ne yapmalıyım ?” diye sormuş. Sokrates, sakin bir şekilde “ gel benimle”, demiş ve genci bir gölün kenarına getirmiş. Aniden gencin kafasını suya sokmuş ve genç çırpınana kadar bırakmamış. Genç adam kendine geldiğinde dehşetle Sokrates’e bakarken, Sokrates gence sormuş; “Suyun altında iken en çok istediğin şey neydi?” Genç; “ Tabi ki nefes almak!” demiş. Sokrates’in cevabı şöyle olmuş: “ Bilgeliği, başın suyun altındayken nefes almayı istediğin kadar istersen elde edebilirsin”
Bir şeyi çok istemek kadar, doğru şeyi istemek de önemlidir. Keman,flüt,piyano, org çalmak isteyen bir kişi kendine yakın olan enstrümanı iyi seçmesi ve onu iyi öğrenmesi doğru bir seçim ve istektir. Hepsini isteyip, hepsinden az az öğrenmektense, bir şeyi iyi öğrenmek daha mutlu kılar insanı. Birisini tercih ederek, diğerlerinden vazgeçmek gerek. Öyle ya, her tercih bir vazgeçiştir. Tıpkı eş seçiminde olduğu gibi. Sevebildiğiniz bir eş seçip, diğer adaylardan vazgeçmek gerek. Eğer, diğer kişilerle de yaşamaya devam edip bir çok kişiyi sevmeye kalkarsanız, yıllar sonra ne eşiniz ne de diğerleri yanınızda kalmaz elbet.
Bazen birilerinden bir şeyler isteriz; birinin bizi sevmesini, birinin mutlu olmasını, birinin bizimle aynı düşünce de olmasını, bizimle aynı şeyleri paylaşması gibi. Bu her zaman mümkün olmayabilir. Ama bu kişilere bir emek verilirse amacımıza ulaşabiliriz. Bazen emeğiniz boşa da gidebilir. Emek verdiğiniz kişi bunu anlayacak biri olmayabilir. Bazen katlanacağınız emek çok fazladır. Ama ne kadar emek harcarsanız, istediğiniz şeyin kıymeti de, başarısı da artar. Önemli olan değer bir kişiye ya da konuya emek harcamaktır. Onun için, tercihinizi iyi kullanmanız ve doğru karar vermeniz gerekir.
Her zaman sınav, başarı, iş, para değildir istediğimiz. Eren Yılmaz’ın şiirinde belirttiği gibi istenilen bazen bir insanın sevgisidir, kendisidir.
İstiyorum seni,
Her gün seninle yeniden doğmak Bir önceki günden daha çok sevmek
İstiyorum seni,
Adını haykırmak, gözlerine bakmak Seni sensiz bile yaşamak istiyorum
Veya Enes Ali Sevgi’nin şiirindeki gibi sevmek ve aşık olmak isteriz.
Ne mavi gözlerine ne beyaz tenine Ne selvi boyuna ne de gülüne Ne gülüşüne ne gülşenine Ruhuna aşık olmak istiyorum... Seni seviyorum demek istiyorum Sevmek... Sevmek istiyorum
Her zaman bir şeyi istemekle de elde edemezsiniz. Birisini çok sever, çok ister ve çok uğraşırsınız ama elde edemezsiniz. Tam siz vazgeçmeye kalkarsınız, bu hareketiniz ters etki yaratır ve o sizi istemeye başlar. Onun size dönüşünü, istemekten vazgeçerek de sağlayabilirsiniz. Az da olsa böylesi durumlarla da karşılaşılır. Bazen de vazgeçmek mutluluğu getirebilir size. Bunlar istisna durumlar olup, tamamen karşınızdakinin tavrına bağlıdır. Bazen de itmek, çekicilik yaratır. Kişiye göre değişen bir durumdur. Bir şeyi çok isterken sağlığımızı ve dengemizi bozacak bir hırs yapmamalıyız. Zira fazla hırs, insanı sıkıntıya sokar. Genellikle hırs, ondan vazgeçildiğinde meyvelerini veren bir şeydir.
Velhasıl istediğimiz şeyi iyi ölçüp tartıp, kırıp dökmeden, kendimizi ve karşıyı incitmeden, yormadan istemeli ve istediğimiz şeyler için gereken çabayı sarf etmeliyiz. Emek vermeden hiç bir şeyi istememeli ve kabul etmemeliyiz. Zira emeksiz şeyler çok kolay yitirilir. Bir şeyi istemenin usulü, yeri, zamanı ve doğru kişi ya da yerden istenilmesi de çok önemlidir. İstediğimizin olması bunlarla da ilgilidir. Bazen de bizim yerimize başkası ister. Ama başkalarının istemesi yeterli değildir. Önemli olan bizim istememizdir. Babamız falan sınavı kazanmamızı, filan mesleği seçmemizi ister. Ama onların tecrübesinden yararlanmalıyız. Fakat başarmak için, onu bizde istemeliyiz.
Hayatta tüm istek ve dileklerinizin olmasını ve bunun için size mücadele ve çalışma azmi ve sabrı diliyorum. Mutluluk sizinle olsun… 02.06.2009
|