25 Nisan 2024 Perşembe
 
 
Site İçi Arama  
 
 Mail List  
Gelişme ve gücellemelerden haberdar olmak istiyorsanız Mail Listimize Katılın!..
Katıl Çıkart

ŞARTLAR

Hüseyin BOZKURT
Aslında insanlık hep kendi şartlarını oluşturur. Kişi,aile, mahalle,şehir ve ülke kendi şartlarını oluşturabilmektedir.Öncelikle birey olarak şartlarımızla ilgili ne biliyoruz?Şartlarımızı iyileştirmek için neler yapıyoruz? Yeterince çaba gösteriyor

Hüseyin BOZKURT

Yeminli Mali Müşavir

huseyinbozkurt@firatymm.com

 

 

                                                                 ŞARTLAR

                Yaşantımızda sahip olduğumuz imkanlara, durumlara ve koşullara genelde şartlarımz deriz. Olması, başka bir olayın gerçekleşmesine yarayan şey ya da koşula şart denir. Şartlar dendiğinde ise hayatımızdaki tüm olaylarla ilgili koşulları anlamak gerek.

                 Günlük hayatta; sınav şartları, işe giriş şartları, ekonomik şartlar, apartmanda yaşama koşulları, havuza girme koşulları, cezaevi koşulları, hastane koşulları, köyde kentte yaşam koşulları, gece kondu da yaşam koşulları, hayat şartları, eğitim şartları, hava şartları, şartname gibi terimlerde kullanırız şart kelimesini.

                İnsanlar; ayrı aile, mahalle, şehir ve ülkelerde doğup büyüdüğü, ayrı zekalara sahip olduğu, ayrı ekonomik koşullara sahip olduğu, ayrı şartlarda yetiştiği ve ayrı kişilerce yönlendirildiği için ayrı şartlara sahip olurlar. Öyle ki; aynı evde büyüyen iki kardeş bile farklı yetişir, farklı koşullara sahip olur.

                Bazı koşulları elde etmek elimizde olmazken, bazılarını kendimiz elde ederiz. Kendi çabalarımızla yaratırız. Örneğin bir sınavın şartlarını biz oluştururuz. Bazı koşulları anne ve babamız sağlar. Bazılarına ise yaşadığımız yer, doğa ve çevre yardımcı olur. Kendi insiyatifimiz dışındaki şartlara çok etki edemeyiz. Ama bazı şartlar var ki, onu bizler çalışarak yaratırız.

                Aslında insanlık hep kendi şartlarını oluşturur. Kişi, aile, mahalle, şehir ve ülke  kendi şartlarını oluşturabilmektedir. Öncelikle birey olarak şartlarımızla ilgili ne biliyoruz ? Şartlarımızı iyileştirmek için neler yapıyoruz? Yeterince şartlarımızı ve şansımızı yaratmak için çaba gösteriyor muyuz? Yoksa oturup şartlarım kötü diyerek sızlanıyor muyuz?

                Şartları sadece ekonomik şartlar, sınav ve iş şartları olarak görmemek lazım. Eş seçerken, iş seçerken, okul seçerken, dost seçerken gereği gibi seçim yapıyor muyuz?  Yahut seçimimizi yaptıktan sonra her konuda üzerimize düşen görevi tam manasıyla yerine getiriyor muyuz? Tüm bunlar önemlidir.

                Öncelikle, herkesin eşit fiziki, aile, ekonomik ve zeka şartlarında olmadığını kabul etmemiz lazım. Belki ekonomik şartların eşit olmasını isteyebiliriz ama hayatın gerçeği o ki böyle bir eşitlik yer yüzünde yok gibi. Mutlak farklılıklar vardır. Ama çalışarak birkaç yıl sonra şartları bizden iyi olan birini geçebiliriz. Derste ve sınavda geçebiliriz, ekonomik şartlarda geçebiliriz. Yeter ki çalışalım.

               Şartlarımıza kahrederek bir yere varmak imkânsız. Kahretmek sorunu çözmez. Sorunların bir çoğunu çözen şey; bizim çalışmamız, sebat etmemiz, aklımızı çalıştırmamız ve de çevre ile kurduğumuz diyaloglardır.

               Bir iş yerinde aynı yıl içinde işe başlayan iki gençten bir diğerine göre birkaç yıl sonra daha iyi imkânlara sahip olabilir. İstisna durumları saymazsak çalışan, farkında olan, zekâsını işine katan, geleceğini planlayan bir genç daha yükselecek ve yaşam koşullarını da diğerine göre yükseltecektir.

               Bazen şanssızlıklar olabilir, ama şanssızlık var diye hiçbir şeyden vazgeçmemeliyiz. Mücadeleye, çalışmaya devam etmeliyiz. Bazen de hatalar yaparız.  Hatalı sevgiler, hatalı evlilikler, hatalı okul ve iş tercihleri, hatta hatalı arkadaş tercihleri insan hayatını ve koşullarını olumsuza sevk edebilmektedir. Bazen sevmeye yeri, sevilmeye zamanı olmayan birini sevmek ya da dengimiz olmayan birini sevmek hatadır. Zira bu şartlarda birini seven mutlaka aradığını bulamaz ve acı çeker. Böyle bir hata yapanın, şikâyet etmemesi lazım. Zira bu tercihi kendi yapmıştır. Bu şartları bir anlamda başta yanlış karar vererek kendi oluşturmuştur. Bu sonuca katlanacaktır ama bundan ders de almalıdır.

                Olumsuz ve kötü şartlarımıza üzülmek yerine, bunlardan ders alarak olumlu fırsatlar yaratmalıyız. Her zaman farklı çözümler olduğunu düşünmeliyiz. Bazen daha iyi alternatifler ve seçenekler  olduğunu unutmamalıyız. Tabi ki her konuda aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bazen iş işten geçmiş de olabilir. Göz gördü gönül sevdi deyip kendimizi haklı çıkarmamalıyız. Bir şeyi baştan düşünmeliyiz. Bazen hatalarımızdan ders çıkarırken, şartlarımızı iyileştirmek için çaba sarfetmemize rağmen, kaderimize de boyun eğmemiz çözümün kendisi olabilir. Hep şartlara göre hareket etmeliyiz. 

               Kadercilik doğru bir şey olmamakla birlikte bazen boyun eğmek toplumsal şartlar gereği yapılabilecek en doğru şey olabilmektedir. Tıpkı Malatya'lı Hasan DURAK'ın yazıp okuduğu ve son zamanlarda Meltem Cumbul'un Gaziantep Otogarında bir parkta söylediği Arguvan türküsü gibi :

 

               Etek sarı sen etekten sarısın
               Kurban olam beydağının karısın
               Sordum sual ettim kimin yarısın
               Ben sormadan dolu gibi döküyü

                             Bir köynek diktirdim kolu düğmeli
                             Herkes kaderine boyun eğmeli
                             Deli gönlüm çirkine bel bağlama
                             Sevdiğin yar Malatya'yı değmeli

                Hayatın zorluklarını ve müstakbel eşinin durumunu pek araştırmayan biri, gün gelir toz pembe yaptığı evlilik şartlarından memnun olmayabilir. Özellikle eş adayları bir iş ortağı gibi gözden geçirilmeli ve hayat şartlarına alışkın, girişken, duyarlı, çalışkan birini tercih etmek lazım. Aksi takdirde mutsuz oluruz. Kararlarımızı alırken sonuç odaklı düşünmeliyiz. Alacağımız karar bana ne kazandırır? Ne kaybettirir? Alternatif bir karar alınabilir mi? Gibi soruları sormalıyız kendimize. Sonra da aldığımız kararlara sahip çıkmalı ve etkin bir şekilde uygulamalıyız. İki gün sonra karar değiştirmemeliyiz. Yanlış okul tercihi ya da ders çalışmadığımızdan dolayı, daha iyi bir okula gidemeyişimiz de yanlışlarımıza ve gereği kadar emek vermediğimize bir örnektir. Okul yıllarında gününde ders çalışmayan öğrenci olumsuz koşullarını kendi oluşturuyordur.

                  Günümüz gençliğinin daha çok okul, eş ve iş seçiminde hatalar yaptığı ve bunun doğal sonucu olarak, şartlarımız kötü diye de yakındığını görmek mümkün. Önemli olan sahip olduğumuz şartların içinde çaba göstererek, bu şartları iyiye yönelik geliştirmektir. Hayatta az hata yaparak, daha çok çalışarak, daha çok düşünerek şartlarımızı iyileştirebiliriz. Şartlarımızdan şikayet etmek yerine, olumsuz şartlar bize çalışma azmi ve hırsı vermelidir.

                   Etrafınızda başarılı kişileri bir araştırın mutlaka altına yüklü bir çaba ve emek olduğunu görebilirsiniz. Hiçbir emek ve çaba boşa gitmez. Mutlaka kişiye bir artı olarak döner ama bu gün olmasa da yarın mutlaka. Herkese iyi şanslar, şartlar ve çalışma gücü diliyorum. 31.07.2008- Saat: 14.00

                                                                                                                                                                                                            

Bu Haber 210508 Defa Okunmuştur...
Bu Yazı İçin Yapılan Yorumlar
Her insanın bir yaşam prensibi olması gerektiğini düşünüyorum. Ben hayattan ne istiyorum bunun için ne yapmam gerekir. Özellikle bu zamanda çok ince ayrıntıları düşünmek gerekiyor. Çünkü bir çok yanlış artık bize normal gelmeye başlamış. Bunlardan taviz vermeden dürüst bir şekilde yol almak lazım. İnsanın prensipleri olursa bu benim için yanlıştır veya doğrudur diyebildiği kriterler varsa ve bunun sonucunda aldığı sonuçlar olumlu ise yürüdüğü yol doğrudur demek. Önemli olan hayatta maddeye yönelmek ve onu istemek değildir. Madde odaklı ilerleme inanın sonuç vermez. İnsanı asıl yönlendiren şeyin akıldan ziyade niyet olduğunu düşünüyorum. Aklımızı kullanmamız niyetimize ve manevi değerlerimize bağlı bence. Çünkü yeri gelir bizi bir yerlere getiren aynı akıl hata da yaptırabilir. 2. si ise bahsettiğiniz gibi sabretmek. Ama sonuna kadar hiç pes etmeden. Sabrın meyvesi hem çok lezzetli hem de büyük olur. Bu dünyada bir sürü sıkıntılar var. Ama herkesten farklı olarak huzurlu bir ömür geçirmek mümkün. Bu hiç sıkıntı yaşamayacağımız demek değil. Tabi ki yaşanacak, ancak bunlar karşısında gösterdiğimiz sabır güçlü bir duruşla bunları atlatmak mümkün... Elinize Sağlık...
Şartlar demişken nedense hemen aklıma hayat geldi...Çünkü şartları ilk önce hayat bize sunuyor,sonrasında yaşadığımız zaman,mekan,ortam kendi şartlarımızı oluşturmamıza +/- olanak veriyor. Aslında Türkiye'de insanlık adına şartlar hep zenginden ve büyük balıklardan yanada olsa,biz kendi şartlarımız dairesinde "şartlı yaşama" tutunmaya çalışıyoruz. İstesekte istemesekte her gün uyanıpta başlayacağımız 24 saat içinde sürekli şartlar ve kararlar zincirinde boğuşup duruyoruz. Üstadımız yazısında her ne kadar olumlu bir hava estirdiğini düşünsede ben bu konuda çok olumsuz ve ağır şartlar altında ezilmeye mahkum bir Türk insanı kalıbı içerisindeyim. Saygı ve sevgilerimle ellerinize sağlık diyorum.
Çok güzel bir konuyu özellikle biz gençler ve meslekte ilerlemekte olan kişiler açısından ele almanız beni çok memnun etti Hüseyin bey.Hayat koşulları ne olursa olsun sabır ederek çalışmak gerekli.Önümüze çıkan engelleri aşmamız gerekli ve bunları yapabilen insanların farkedilip ödüllendirilmesi gerekli.Hırs+İnanç=Başarı.Yazılarınızın devamını bekliyoruz...
Günümüz gençliğinin kanayan yarasını konu ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bazen şartlar insanı mutsuz ediyor ama mutlu olmak insanın kendınde bıtıyor.Çeşitli şartlardan ötürü iyi bir üniversite okuyamayan yada istediği yerde olmayanlar muhakkak vardır.Önemli olan bulunduğun yerı geliştirmektir.Herkese bol azimli günler dilerim...
TÜM YORUMLAR
Topam 4 Yorum Yapılmıştır...

 

 

BU YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
Şirket yöneticilerine maaş
YENİ TTK'da CEZALAR
Poğaça, Kdv Oranları Ve Vergi Bilinci
DEĞER VERMEK
GÜLMEK
5N 1K
PERDE PİLAVI
''ÖZLEMEK''
ŞİRKETLERDE ARŞİV ve DOSYALAMA
Yönetimde muhasebenin önemi
Eğitim mi Asalet mi?
GİTMEK
KAPI
TOPLARA DİKKAT !...
AFFETMEK
KEŞKE
CARİ HESAP
DOSTLUK
Aile şirketlerinde sorunlara çözümler
NEDEN ANONİM ŞİRKET?
Tel : 0 342 220 49 00 ( 3 hat ) Fax : 0 342 220 50 71
Degirmiçem Mahallesi 14 Nolu Sokak No : 8 Kat : 4 / 12 27090 GAZIANTEP e-mail : info@firatymm.com
 
Bu Site Cemrenet İnternet Hizmetleri Tarafından Yapılmıştir.