Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
ORTAĞIN ŞİRKETTEN BORÇLANMA YASAĞI
Yeni TTK bu konuda 6762 sayılı kanundan farklı bir düzenleme öngörmüş ve pay sahiplerinin şirkete borçlanmalarını engelleyecek bir yasak getirmiştir. Yeni TTK’nun 358. Maddesindeki hükme göre bundan böyle şirket ortakları, şirketten borç para alamayacaklardır. Bu hükümle, şirket tüzel kişiliğinin ortaklardan ayrı bir kişilik olduğu, şirketin birden çok ortağının olduğu, şirket hesaplarının, ayrı kar zarar durumunun olduğu ve şirketlerin korunması gerektiği mantığından hareket edilmiştir. Yasağa rağmen borçlanılması halinde yasanın 562 maddesinin 5 inci bendinin ( c ) ayrımı uyarınca 300 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Ancak, 358 inci madde; yasakla ilgili bir de istisna hükmü getirmiştir. Hükme göre, anonim şirketlerde pay sahiplerinin şirkete borçlanması yasak olmakla birlikte pay sahiplerinin, iştirak taahhüdünden doğan borçları istisna sayılmıştır. Zira pay sahibinin, her müşterisi gibi şirketten vadeli olarak mal alması mümkün görülmelidir. Pay sahiplerinin bu istisna dışında şirkete borçlanmaları durumunda Yeni TTK’da ceza hükümleri uygulanacaktır.
Öte yandan, halen şirkete borçlu olan ortaklara borçlarını tasfiye için 6103 sayılı ”Yeni TTK nun uygulaması hakkındaki kanunun” 24; style='mso-spacerun: yes' itibaren 3 yıl içinde borçlarını nakten şirkete ödeyerek kapatmaları gerekmektedir. Senet veya benzeri bir ödeme kabul edilmediği gibi borcun bir başkasına devri de uygun görülmemiştir. Yani, halen şirkete borcu olan ortakların, 31.07.2015 tarihine kadar borçlarını ödeyerek kapatmaları gerekmektedir. Bu süre içinde borçlar nakit olarak ödenip kapatılmaz ise 562 maddeye göre ceza uygulanacağı gibi, 3 yıllık süreden sonra kapatılmayan borçlar için şirket alacaklıları da ortağı takip hakkına sahip olabileceklerdir. 31.07.2012 tarihinden itibaren, şirketten borç para alacak olan ortaklar hakkında 562 nci maddedeki cezalar hemen uygulanabilecektir.
Yukarıdaki yasa hükümlerini birlikte değerlendirdiğimizde; kanun koyucu şirketi ayrı bir kişi görüp, özellikle etkin ortakların şirket kaynaklarını kendi şahsi menfaatleri için kullanmalarını engellemek istemiştir. Özellikle aile şirketlerinde; şirket kaynaklarının ortaklarca rastgele kullanıldığı ve ülkemizde şirketler ailenin ya da büyük ortağın malı gibi görüldüğünden, yasa koyucu bu durumu ceza hükümleri ile engellemek istemiştir. Uygulama özellikle pay sisteminin geçerli olduğu anonim ve limited şirketlerde geçerlidir.
Öte yandan, aile şirketlerinde tersi durumlarda söz konusu olmaktadır. Tek kişi ya da tek aileye ait şirketlerde; sermaye yetersizliği, bilinçsizlik,sermaye artışının ihmali, kayıt dışı işlemler ve kayıt dışı sermaye varlığı nedenleriyle, şirketler ortaktan yüklü miktarda borç para almaktadırlar. Yasa da bu konuda cezai bir hüküm ya da engelleme yoksa da, gerek borç alınan ortağın ve gerekse şirketlerde örtülü sermaye ve kazanç hükümleri uyarınca vergi idaresi ile başları ağrıyacaktır. Şirketlerin muhasebe servisleri ile irtibat kurarak, gerek borç alma ve gerek borç verme konularında daha titiz davranmalarında fayda bulunmaktadır.