Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
Güneydoğu şirketlerinde yönetim sorunları
Son 25 yılda özellikle Anadolu'daki küçük yatırımcılar, OSB'lerde yatırımlara girişti. Bu atılım, valiliklerce de destekleniyor. Güneydoğu Anadolu'da bu süreç Gaziantep'le başlamış ve diğer illere de yansımıştır. Anadolu kaplanları da denilen yatırımcılar, bir çok yatırıma imza atsalar da çoğu sadece rakamsal olarak büyüyenler oldu. Son yıllarda uluslararası rekabet, kapasite fazlası, kurumsallaşamama, aşırı büyüme, finans sorunu, sistemsizlik ve kişisel hatalarla bu firmaların çoğu varlığını kaybetti. Bir kısmı ise bu sürece direniyor.
Bölgemizde, işler iyi durumda iken profesyonellerin bilgi ve tecrübesi ile aile yöneticilerinin şirket tecrübesini birleştiremeyen kurumlarda, zamanla yönetim sorunları oluştu. Bu sorunlar, şirketlerin yok olmasına, küçülmesine yol açıyor. Aksini başarabilen firma sayısı az. Şirketlerin yok olma nedenlerinin başında kurumsallaşamamak gelir. Kurumsallık, yönetimin bir sistem içinde, bilinçli ve gereği gibi yapılmasını gerektiren kuralların tümünü uygulamaktır. Kurumsallaşmak aileyi şirketten dışlamak değildir. Tam tersi kurumsallaşan şirketlerde aile etkisini kontrol mekanizması olarak sürdürür. Bugün geldiğimiz noktada artık her işi usulüne uygun, sistemli, dikkatli, profesyonelce, kayıt içinde ve hukuka uygun yapmak gerek. Yoksa en ufak bir hata artık şirketlerimizi yok edebiliyor.
Kısa ve uzun süreli stratejik plan yapılmaması, günübirlik işler yapılması diğer önemli bir sorun. Oluşacak şartlara göre planınız yok ise ufak bir krizde ya da tıkanmada sıkıntı yaşarsınız. Bazı firmalar kriz dönemlerinde diğerleri can çekişirken, atak yapıp piyasayı ele geçirirler. Krizde yatırım yaparak, kriz sonrasına hazır girerler. Bu da bir stratejidir. Plansız yatırımlara girişilmemeli ve farklı alanlara yatırıma dikkat edilmelidir. Batan firmaların tamamı finans sorunu ile boğuşarak yok oldu. Yönetimde muhasebe altyapısını sağlıklı kuramayan firmalar başka sorunlarla karşılaştıklarında; finans krizine de mutlaka yakalanır. Şirket yanlış yatırım yapar, yanlış yönetilir ise sonunda oluşan etkiler finans sorunu olarak kendini gösterir.
Aile içi ve ortaklar arası çatışmalar diğer önemli bir sorun. Aile büyüğü olan şirket yöneticileri, işler yolunda iken, şirketi aile içi çatışmalarından uzaklaştırarak toparlamalıdır. Şirket ve aile içi iletişimi bir 'aile anayasası' ile düzene koymalıdır. Çatışmaların bir çoğu; şeffaf bir muhasebe olmaması, kontrolsüz harcama, farklı yaşam şekilleri, yıllık hesap görmeme gibi maddi, iletişimsizlik kıskançlık, dedikodu, aile ile şirket olgularının kavranamaması gibi manevi durumlardan kaynaklanır. Hesaplarda şeffaflık çok önemlidir. Her yıl şirket ortakları hesap görmeli ve geçmişi kapatmalılar. Sıkıntılı aile bireyleri ve ortaklar ile iletişim kurmalı, yapıcı eleştiri ve önerilerle çözüme yardımcı olunmalıdır.