Hüseyin BOZKURT
Yeminli Mali Müşavir
huseyinbozkurt@firatymm.com
YOL
Bir çok şeyi ifade etmek için kullandığımız bazı kelimeler vardır. Her cümlede ayrı bir anlam kazanır. Bu kelimelerden biri ile ifade ettiğimiz ve anlamlandırdığımız ondan fazla ifade vardır. Bu anlamların, ortak paydası “yol” sözcüğüdür.
İlk anlamı ile bir yerden bir yere gitmek için gidilen uzaklıktır yol. Ya da karada insan ve hayvanların yürüyerek yarattığı ve açılmış bulunan yer. İki yerleşim yerini birbirine bağlamak için düzgün açılmış ulaşım şeridi. Bir sıvının akabildiği yer. Yolculuk, davranış biçimi, uyulan ilke, sistem,usul, kumaşta bulunan çizgi, uğur, maksat, amaca ulaşmak için uygulanan yöntem gibi bir çok anlam içermektedir.
Yol, kendi anlamının zenginliği kadar, bu sözden üretilen sözcük ve deyimler de çok anlamlıdır. Yola çıkmak, yol açmak, yola dizilmek, yola gelmek, yola gitmek, yol almak, yol aramak, yola düşmek, yola koyulmak, yola vurmak, yol bulmak, yol çizmek, yol vermek, yolda kalmak, yoldan çevirmek, yolundan kalmak, yol etmek, yol gitmek, yol görünmek, yol göstermek, yol gözlemek, yol iz bilmek, yolundan gitmek, yol kesmek, yolları ayırmak, yolu tutmak, yolu şaşırmak, yolu açık olmak, yolu açmak, yolu almak, yolunu gözlemek, yoluna baş koymak, yoluna canını vermek, yolunu bulmak, yolunu bilmek, yolunu değiştirmek, yolunu kesmek, yol yakınken dönmek, yoldan çıkmak gibi deyimlerin her biri, yol kelimesinin bir başka anlamını ifade etmektedir. Bir de birleşik sözlerde görürüz yol kelimesinin muhtelif anlamlarını. Bunlar; yol ağzı, yol ayrımı, yol azığı, yol bul, yol erkan, yol boyu, yol geçen hanı, yol haritası, yol harçlığı, yol parası, yol üstü, yol yordam, yol yorgunu, yol açıklığı, açık yol, kapalı yol, ana yol, çıkar yol, doğru yol, bölünmüş yol, dikenli yol, duble yol, dört yol, ekspres yol, kısa yol, kötü yol, orta yol, oto yol, diplomatik yol, kara yolu, deniz yolu, hava yolu, tali yol, tercihli yol, tek yönlü yol, ayak yolu, uzun yol sürücüsü, geçim yolu, yaya yolu, çözüm yolu, koşu yolu,gönül yolu, aklın yolu, yargı yolu gibi olup, bir çok farklı anlamı ifade etmektedir.
Görüldüğü üzere “YOL” kelimesi büyük bir anlam zenginliğine sahiptir. Her anlamını anlatmak mümkün değil bu yazıda. Ama birkaç anlamı üzerinde duracağız.
Her yolu birileri yapar. Günümüzde yolları büyük makinelerin açtığını ve yaptığını biliriz. Ama en iyi patika yolu dağlarda keçilerin yaptığını biliyor muydunuz? Ya da yağmur sularının kendilerine yol açarak aktıklarına ne demeli? Dere ve nehir yollarının akan sular tarafından oluşturulmasında arazinin eğimi önemlidir. Köy ve tarlalarda ise insanlar devamlı aynı yerlerden yürüyerek, yolları oluşturur. Hatta yanılmıyorsam Japonyada parklara önce yol yapılmayıp tamamı çimlendirildikten sonra insanların en fazla çiğnediği yerlerin yol olarak düzenlendiği bilinmektedir. Burada da alışkanlıklar yolun oluşmasını sağlar. Biz insan olarak kestirme yolları severiz. Hatta üç adım eksik olsun diye mekanlara belirlenmiş giriş yolu yerine çimleri tepeleyerek yeni yollar oluştururuz. İnsanoğlu daima geçişleri ve engelleri dikkate alarak ulaşan yolları yaratmıştır. Hayvanlar da, su da böyledir. Engeller ise yollarda virajlara sebep olurlar. Öyle ya aşılmaz bir dağ, yolun vadi kenarından dolaşarak uzamasına sebep olur. Su yollarının kıvrılarak oluşması da bu sebeptendir. Sebep engellerdir. Bir de engel tanımayan düz açılan yollar vardır. Gönülden gönüle açılan bu yolların yapılması, bazen bir dakika, bazen bir gün, bazende bir yıl sürer. Gizli inşa edilsede bir müddet sonra açığa çıkar mutlaka.
Şehirlerimizde de görürüz bu engelleri. Bir arsa bozulmasın veya başka bir arsanın önünden geçsin diye yol aniden sağa sola kavis yaparak çizilir. Ondandır cadde ve sokakların eğrilikleri. Bazen de yapım maliyetleri bunu gerektirir az da olsa.
İç içe yaşadığımız yollarda hemen her gün yürürüz. İşe giderken, seyahate çıkarken, okula giderken, hayvan otlatırken, araç kullanırken, Hayatın her saat ve dakikasında onunla birlikte oluruz. Yol konuşulurda, yolculuk ve yol hikayelerinden konuşulmaz mı? Ne de olsa yollar bizi sevdiklerimize kavuşturan mekanlardır. Gün ve saatler süren bu mekanlarda tabi ki; tatlı ve acı anılarımız da oluşur. Genellikle yaşadıklarımızı yol hikayeleri diye anlatırız. Tıpkı Sn. Tayfun Talipoğlu’nun TV’ da yaptığı programdaki gibi. Yollar ve yolculuklar her zaman mutlulukla sonuçlanmayabilir. Bir kaza ile yarım kalan yollar, tükenen umutlar, kavuşamayan duygularda olabilir. Ama en iyi dostluklar, yollarda ve yolculuklarda kurulur.
En iyi hesaplaşma ve değerlendirmeler yalnız başımıza yaptığımız bir otobüs yolculuğunda olabilir. Kararlar alabilmek için otobüs yolculukları birer fırsattır. Bir yola çıkmış isek ya birinden ayrılmış ya da birine kavuşmak için gidiyoruzdur. Bazen ikisi birlikte vardır. Sonuçta ayrılık ya da kavuşma duyguları bizi hassas yapar. Aşılmaz dağlar, derin vadiler, uzayan ufuklar bizi düşüncelere salar. Neler düşünmeyiz ki bu yollarda.
Bazen de aşılmaz dağlar vardır yollarda, sevdiklerimize engel olurcasına. Yıllar önce Aşık YENER yoluna engel olan dağlara şöyle seslenmiş:
Başı duman pare pare Yol ver dağlar yol ver bana Gönlüm gitmek ister yare Yol ver dağlar yol ver bana Yoldan bahsedip de Türk sinemasının güçlü isimleri; Yılmaz GÜNEY, Şerif GÖREN ve Tarık AKAN’ın yarattığı “YOL” filminden bahsetmemek haksızlık olur.
En eşit paylaştığımız mekanlardır yollar. Öyle ya dili, dini,ırkı,milliyeti, cinsiyeti,yaşı,maddi durumu, makamı,hızı, yükü, işi ne olursa olsun ortak paylaşırız yolları. Ailemize, vatanımıza, asker ocağına, tatile, okula, alış verişe, düğüne, doktora yollar kavuşturur bizi. Aynı havayı solur, aynı yağmurda ıslanırız. Nice aşklar, nice dostluklar kurulur ve yaşanır yollarda. Yolu yapanların, onu onaranların, orada ekmeğini kazananların ilginç hayat hikayeleri hep yol üzerine kuruludur. Kimi ürününü yol kenarında pazarlar, kimi lastiği patlamıştır, değiştirir, kimi ihtiyaç halinde zincir takar, kimi bir araç bozulsa da çekeyim diye bekler, kimi de hata yapanları bulup ceza kesem diye pusuya yatar. Kısacası kimilerine göre kazanç kapısıdır yollar. Lakin sabırsızlar,yol acemileri, kazananlar, kaybedenlerle karşılaşır ve hayatın ta kendisini yaşarız yollarda. Yol, bir anlamıyla da tarikat, inanç ve yaşayıştır. Her insanın tuttuğu bir yol vardır. Bu yol kendine göre doğru olup, inançlar doğrultusunda yaşamaya çalışılır.Genellikle bu yolları sorgulamayız, sadece yaşarız. İnanmışızdır, doğru ya da eğri. Sorgulamaktan çekinmişizdir. Bazen bu yola menfaati için girenler de vardır. Bazen bu yollar, devrinin trendidir. Şu cemaate mensup olmak, şu yola hizmet etmek gibi. Bazen yolun doğru olduğunu biliriz ama bize uymadığı için benimsemeyiz. Çünkü, aidiyetimizi ve yolumuzu belirlemişizdir. Ya aileden, ya okuldan, ya vefa borçlarından dolayı ya da trendi yakalamak için kapılıp gideriz bu yollara. Bazen de ya şu yolun yolcuları hakikaten dürüst ve temiz insanlar deriz ama kendi yolumuz olmadığı ya da trend olmadığı için bu düşünceyi sadece kendimize saklarız Yol, bir rüzgardır gece vakti. Far ışıklarının oluşturduğu bir çizgi. Öyle bir çizgi ki; dümdüz, bembeyaz bir nota dizesi gibi. Umuttur, siyah asfaltlarda kurulan beyaz bir hayal gibi. Sabırsızlıktır, efkarlı bir sanat müziğinin dertli güftesi gibi uzayan yollar. Ya da elektronik otobüs saatlerinde bitmeyen dakikalar, kilometre tabelalarında rakamdır. Ya da sohbettir, karanlıktır, uyuklamadır mola yerlerine uzanan. Kavuşmadır gidilen için, bırakılan için ayrılık olsa da. Nereden nereye, kimle, nasıl, niçin gittiğiniz önemli değildir yollar için zira hep taşıdığı yükler sevgidir, mutluluktur, hüzündür,ayrılıktır,hasretliktir ve kavuşmadır. Tüm bu yükü taşıyan, ulaşmasını sağlayan ve şahitliğini yapan ise “YOL” dur. Gidişimiz bir amaç uğruna ise gideriz yolları, vazgeçmeyip gitmek de gerek, tıpkı Özdemir ASAF’ın dediği gibi:
''Ben yoldan geçmem, yol benden geçer…bir amacım varsa...''
Vazgeçmeyiz asla yollardan, ne kadar sonu olmayan,dipsiz kuyu olsa da. Kimi zaman en uzun, kimi zaman karşılıksız ama umutlu sevdadır. Kimi zaman ise özlediğiniz koku, kokladığınız nefes gibidir yollar. Hele ki yolun sonunda kendi hayat tanımınızı bulacağınıza yürekten inançlıysanız. Onu, o olduğu için değil, onun yanında iken siz olduğunuz için seviyorsanız, işte ona uzanan yol, hayatın kendisidir.
Yol dediğiniz ayıran değil, birleştirendir çoğu kez. İnsanı kendine yaklaştırıp baktıran, içine yolculuk yaptırarak, o yolda insana kendini bulduran ince bir şerittir.
Hayat yolunda yalnız kalmamanız, yol ayrımlarında şaşakalmadığınız, tökezlemediğiniz, her yeni adımda hüznü geride bıraktığınız ve güzel günlere umutla yürüdüğünüz yollar ve yolculuklar dilerim.
|